Yaklaşık 2 metre olan yılan bana başını kaldırmış bakıyor. Ha birde tıslıyor. Emir ise yılana odaklanmış öylece bakıyor. Hay, burda gül gibi sevgilisi dururken neden yılana bakar ki? Elimi sıkıca kavradı. Bir yandan hâlâ yılana bakıyor, bir yandan da geri geri adım atıyordu. Yılandan biraz uzaklaştıktan sonra beni kucağına aldı ve kamp alanına doğru koşmaya başladı. Yorulduğu zaman beni hafif yere bıraktı ve yerdeki taşa oturdu. Ben ise onu soruları yağdırmaya başladım.



F:Neden orada yılanın gözüne baktın ki? Çok mu beğendin??

E:Evet, Feriha o kadar çok beğendim ki, sahiplenicektim.

F:Orada bakacağımız yerine kafasını kopartsaydık kökten kurtulurduk yani.

E:Feriha bir daha aklında olsun, bir yılan gördüğün zaman sadece gözlerine bak. Çünkü yılanlar insan gözüne çok fazla baktıkları zaman uyuşurlar.

F:Tamam, canım, dedim ve ayağa kalkıp elimi tuttu ve kampa doğru yürümeye başladık.



Kampa geldiğimiz zaman karnımın acıktığını hissettim. Zaten havada hafiften kararmaya başlamıştı. Üzerime kapalı bir şeyler giydim. Sinekler ve böcekler akşamları daha fazla olduğu için yani. Mutfak gibi bir yere girdim küçük buzdolabından sucuk ve ekmek aldıktan sonra kamp ateşinin yanına gittim. Emir ise iki tane çubuk hazırlamışti bile. Sucukları çubuklara taktık ve ateşe tutup kızartmaya başladık. Kızarınca ekmeğin arasına koyup yedik. Yedikten sonra Emir'in göğsüne uzandım ve başımı yasladım. Konuşmaya başladım.



F:Bazen beni sinir etsen, hatta seni böyle boğazlama bile istesem kıyamıyorum ben sana.

E:Ben senin tenine bile dokunurken çekiniyorum sana zarar vereceğim diye.

F:Şan kendimi rüyada gibi hissediyorum. Seni ilk gördüğüğm zaman asla olmaz asla sevgili olamayız demiştim ama şimdi sevgiliyiz..

E:Ve ben seni çok seviyorum, sevgilim.

F:Emir, ben senden ayrılmayı hiç ama hiç istemiyorum. Hep senin yanında böylece kalmak istiyorum. Saatlerce senin kokunu içime çekebilirim.

E:Eğer sen böyle istiyorsan Feriha. Emin ol ki seni asla bırakmayacağım. Ölüm bizi ayırana kadar seni seveceğim.

F:Bende seni seveceğim, dedim ve yavaşca Emir'in dudaklarını öpmeye başladım.



Feriha ile öpüşürken kendime karşı koyamyıordum ama koymak zorundaydım. Sonuçta Feriha benimle birlikte olmak istemiyordu. Onu gerçekten çok iyi anlıyorum. Evleneceği adama saklıyordu kendini. Yani bana. Evet, bundan çok eminim. Evleneceği adam ben olacağım ve onu ölene kadar seveceğim. Feriha'yı benden başka kimse mutlu edemez ki. Beni de ondan başka birisi mutlu edemez artık. Çadıra gittiğimiz zaman birbirimize sarılarak uyuduk. Evde yanımda bile yatmayan Feriha, burada gerçekten çok değişmişti. Ve bu benim hoşuma çok gidiyordu..



Sabah kalktığım zaman üzerime rahat bir şeyler giydim ve Emir'i kaldırmaya başladım. Her ne kadar kalkmak istemesede onu kalkmaya ikna etmiştim. Sabah koşusuna çıkacaktık. Hazır doğal hava biraz faydalanalım yani. Ormanlıkta koşmaya başladık. Dayanmadım ve Emir'in karşısına geçip ellerimi belime koydum konuşmaya başladım.



F:Yarışa var mısın?

E:Olabilir. Nesine?

F:Eğlencesine.

Eeki, geç yanıma başlayalım.

FYerine geçti ve 3 e kadar sayıp başladılar.)



Feriha ilk başlarda arkada kalmıştı ama daha sonra Emir'i geçmişti. İlerideki 2. kayalığa kadar koşacaklardı. Feriha Emir'e fark atınca yavaşlamıştı. Kayaya yaklaştığı zaman hızını artırdı ve Kayaya yaslanıp Emir'e beklemeye başladı. Emir ise geldiği zaman Feriha'nın yanına geçti ve nefes düzenin kontrole almaya çalıştı.



F:Ne oldu bebeğiiiim.

E:Kazandın Feriha, anladık.

F:Yaa, kızma ama.

E:Kızmıyorum zaten.

F:Emir, şu ileride şelale gibi bir yer var gidelim mi?

E:Napacağız orada Feriha?

F:Atlarız belki hadi ama lütfen.

Eekala, hadi gidelim dedi.



Emir, tekrar beni kucağına almıştı. Ama bu sefen koşmuyorduk sadece yürüyorduk. Bende ellerimi boynuna doladım ve aramızda bir nefeslik mesafe bıraktım. Emir'in ise bundan çok etkilendiğini biliyordum ama onu böyle görmek hoşuma gidiyordu. Şelalenin kenarına geldiğimz zaman onun elinden tuttum ve tepesine çıkarmaya başladım. Emir önde ben arkada tırmanmaya başladık. Dik olmasa bile çıkması zordu. Çok az kalmıştı. Emir çoktan çıkmıştı sadece beni bekliyordu. O sırada ayağım kaydı ve oradaki dala tutundum ama bu beni daha fazla taşıyamazdı. Hemen Emir'e bağırdım.



F:Emir, yardım et. Ben düşüyorum, dememe kalmadan hemen bana elini uzattı. Zorda olsa elini tutmuştum ve söylenmeye başladı.

E:Feriha, sakın elimi bırakma. Seni yukarı çıkartacağım.

F:Emir, dayanamıyorum b-ben.(O sırada Feriha'nın elin Emir'in elinden kaymaya başladı..)

E:...
http://www.facebook.com/AdiniFerihaKoydumSenaryolariCd