N:Süprizleri sevdiğimi bilirsin, dedi gülerek.

F:İçeri gelsene.

N:Sadece seni görmeye geldim. Eric bekliyor telefonda dediğim gibi.

F:O zaman sonra beni ara bir şeyler yapalım.

N:Tabiiki ararım Feriii.

F:O zaman görüşürüz, dedi ve Nehir'e tekrar sarıldı ve Nehir gittikten sonra kapıyı kapattı.



Nehir geri dönmştü ama bana dönmeyeeğini söylemişti. Acaba bir şey mi olmuştu? Sbepsiz yere geri dönmezdi çünkü o. Neyse bugün buluştuğumuzda ben ondan öğrenirdim. Tam yukarı Emir'i kaldırmaya çakacakken merdivenlerden üzerini değiştirmiş bir şekilde inerken görüm. Gülümseyerek "Günaydın." dedim. Yanıma gelip yanağımdan öptü ve mutfağa doğru gitti. Bende yukarı çıkıp üzerimi değiştirdim ve aşağıya indim. Emir sandivic yapmıştı. Hemen tabaktan aldım, yemeğe başladım. Sandivic bittikten sonra Emir'i takip edip arabasına bindik ve okula gitmeye başladık. Okula geldiğimizde hemen sınıfa girdik. Koray ve İlker her zamanki yerindeydi. Bende mecburen Emir'in yanına gitmek zorunda kaldım. Ders boyunca hiç susmadılar. Sürekli konuşup durdular. Görende bunları kız falan sanır haa. Benden çok dedikodu yapıyorlar. Ders bittiğinde derin bir nefes aldım. Sınıftan çıkıtğımda Nehir'den masj geldi "Boğazın oradaki x kafesinde seni bekliyorum canım." Emir'e haber vermeden taksiye atlayıp kafeye gittim. Kafeye gittiğimde Nehir'in oturuduğu masaya gittim. Görüştükten sonra oturudum ve siparişimi verdikten sonra konuşmaya başladım.



F:Ee, Nehir Hanım. Hangi rüzgar attı seni buraya.

N:Babaannem, bana telefon açıp son günlerim falan diye sayıkladı. Bende doktorunu aradım. Hastalığı çok fazla ilerlemiş her an hayata veda edebilir dedi.

F:Sen ciddi misin?

N:Evet, Feriha. Bu yüzden de Türkiye'ye geldim. Hem Eric'i babaannemle tanıştırdım. En azından mürvetimi görüp gidicek.

F:Böyle düşünme Nehir. Ben senin her zaman yanında olacağım. Bunu sakın unutma.

N:Unutmuyorum zaten ama artık temelli burdayım. Hawaii'ye geri dönmeyeceğim.

F:Evi sakın sattım deme.

N:Hayır satmadım senin dediğin gibi öylece bıraktım.

F:En azından tatillerde oraya gideriz.

N:Sen şu Emir olayını anlat bakıyım. Annesi seni sevdi mi? Sizinkinler beğendi mi Emir'i?

F:Sevdi heralde annesi beni. Daha yakından tanımak istediğini falan söyledi. Bizimkinlerde Emir'i beğendi. Yani bu iş tamam.

N:Çok güzel bir haber bu.

F:NEhiiir, kızım hani biz pijama partisi veriyorduk.

N:Nerede vericez kızım. Benim evde Eric var. Senin evde Emir.

F:Eric'i bizim eve. Sizin evde yaparız.

N:Emir ne der ki? Bir onun düşüncesini de al.

F:Oldu bil kızım. Karşı çıkacak hali yok ya.

N:O zaman ne zaman yapıcaz acaba?

F:Yarın olsun.

N:Tamam, ben her şeyi hazırlarım.

F:Çikolata unutma sakın!

N:Tamam unutmam.

F: O zaman ben kaçtım.

N:Yarın görüşürüz.

F:Görüşürüz, dedim ve Nehir'i öptükten sonra taksiye atlayıp evin yolunu tuttum.



Eve geldiğimde Emir salonda oturmuş ayaklaranı ahşap tahtaya vuruyordu. Tabii ya ben Emir'e haber vermedim. Şimdi meraktan çıldırmıştır. Ayıkla piriçin taşını Feriha. Emir'in yanına gittim ve ayak seslerimi duyunca birden ayağa kalktı. Bana doğru hızlı adımlarla geldi, önümde durup beni azarlamaya başladı.



E:Neredesin sen Feriha? Saat kaç oldu?

F:B-ben Nehirleydim Emir. Sana haber vermeyi unuttum. Özür dilerim.

E:Bu saate kadar..

F:Emiir, o saçma düşünceyi hemen zihninden uzaklaştır. Saçmalama ya. Nehirleydim diyorum sana istersen ara sor!

E:Burda bağırması gerekn benken sen benedn çok bağırıyorsun.

F:Sende beni sinirlendirme o zaman!

E:Neyse boşver, geçti bitti. Üzerini değiştirde yemek yiyelim.

F:Tamam, hemen geliyorum.



Yemekten sonra Emir'e yarınki partiyi anlattım. Oda bana uyar dedi. Yanii yarın pijama partisi var kızlaar. Hemen Nehir'i arayıp bu haberi ona verdim. O da sevinçten havalara uçtu tabii. Yarını iple çekiyorum gerçekten. Giyeceğim pijamalarımda hazır yanii. Sabah olduğu zaman hemen pijamalarımı çıkardım. Emir bunları görürse kesinlikle benimle dalga geçer. O yüzden onun görmemesi gerekir. Okulda zaten su gibi akıp geçmişti. EVe geldiğimde pijamalarımı giydim ve hemen arabama binip Nehirlerin eve gittim. Kapıyı kendi açmıştı. Demekki evdeki çalışanlarıda gönderdi. Yanii kız kızayız. Biraz konuştuktan sonra yastık savaşı yapmıştık. Her yer tüy oldu ama buna değerdi. Çikolatalı çileklerin hepsini yedikten sonra Nehir'in bir tabakta kendine getirdiğini gördüm. Konuşmaya başlamıştık..



F:İyiki yaptım şu partiyi. Çok rahatladım.

N:Bende, seninle nezaman bir şey yapsam rahatlıyorum zaten.

Fiişt, chat yapsak ya?

N:Saçmalama Feriha!

F:Yaa, hadi Nehiir. Biz kamera açmayız. Lütfeen.

N:Olmaz dedim, Feriha. Üsteleme.

F:Ne korkaksın Nehir. Eric nereden bilicek senin chat yaptığını.

N:Ya, arkadaşlarından birine rastlarsak.

F:Kamera açmayız olur biter. Hadii lütfen.

Nekii, tamam dur bilgisayarı getireyim.



Nehir bilgisayarı getirdi ve bu aralar moda olan chat sitesine girdik. İki tane sarışın çocukta durmuştu. Nehir vurulmuştu bile. Tutturdu kamera açalım diye. Güya çamyacaktık. Açmadıktan zaten. Konuşmaya başladık. Tabii bunlar Almanyalı. Ama çokta şekerler lanet olsun! Biz kendimizi chate kaptırmış giderken aşağıdan gelen sesten irkilerek sıçradık. Bu saatte kim vardı ki aşağıda? Hemen gidip kapıyı kitledim. Korkudan ne ypaacağımı şaşırdım. Camların panjurlarını çekip onlarıda kitledim. Balkon kapısınında panjurunu çektim ve kitledim. Allah'tan yanımızda yiyecek su falan vardı. Hiç sesimizi çıkarmadan olacakları beklemeye başladık. Birileri merdivenlerden inip çıkıyordu. Kapının önünde durup konuşmaya başlamışlardı. Bir kız ve erkek. Ne oluyor ya dışarıdaa??
http://www.facebook.com/tmcz.senaryolar