Yatağa doğru baktığımda o lanet gün gözümün önünde canlandı birden. Kafamı sağa sola salladıktan sonra Emir'in yanına gidip oturdum. Sadece yüzüne bakıyordum ve anlındaki yarabandına. Emir ise beni izliyordu. Dudaklarına yapışmamak için kendimi zor tutuyordum, hemen söze başladım.
F:İyi misin?
E:Evet, iyiyim.
F:Nasıl oldu bu?
E:Sarhoştum, mutfakta dengemi kaybedip alnımı tezgaha çarptım.
F:Ben sana kaç kere söyledim. Sarhoşken merdivenlerden bile inme diye.
E:O zaman yanımda olsaydın da beni uyarsaydın.
F:Emir, bu konuları hiç açmayalım.
E:Açmayalım ki unutması daha kolay olsun değil mi Feriha, dedi ve yatar pozisyondan dikleşip Feriha'ya daha fazla yakınlaştı.
F:Emir, böyle yaparak her şeyi daha fazla zorlaştırıyorsun.
E:Her zaman ben zorlaştırırım zaten. Bilerek aldatırım seni.
F:Buraya gelmekle hata etmişim.
E:..
Feriha tam gidecekken arkasını döndü ve birden Emir'in yakasına yapıştı. Emir şaşkınlıkla Feriha'ya bakarken Feriha hararetle konuşmaya başladı.
F:Bunu mu duymak istiyorsun? Her şeye rağmen, beni aldattığını gözlerimle görmeme rağmen seni deliler gibi seviyorum ve istiyorum. O dudaklarını öpmek benim için ne demek biliyor musun sen? Ben şuan kendimi zorla tutarken senin bana hakeret etmene hiç gerek yok!
E:Feri..
F:Sus, konuşma sakın, dedi ve Emir'in dudaklarına yapıştı. O kadar hızlı öpüyordu ki Emir Feriha'ya karşılık verme fırsatını bile bulamıyordu. Feriha Emir'in alt dudağını emmeye başladı. Birden Emir'den ayrıldı ve koşa koşa evden çıktı.
Kendimi eve attım. Kalbimin sesini dinlemek hataydı zaten. Odama çıktığım zaman Nehir'in mesajıyla kendime gelmiştim. "Feriha, hemen bize gelmelisin. Seninle konuşmaya çok ihtiyacım var." Evden hemen çıktım. Nehir'lerin eve geldiğim zaman kapıyı kıracak gibi çalışyordum. 2 dakika sonra makyajı akmış, saçı dağılmış bir şekilde kapıyı açtı. Ben hemen içeri girdim. Nehir etrafı mendillerle dolu mindere oturdu ve tekrar ağlmaya başladı. Nehir'in karşısına oturdum ve konuşmaya başladım.
F:Nehir ne oldu.
N
ağlamaya devam ediyor.)
F:Nehir sana ne oldu diyorum!!!
N
ağlayarak) Feriha, annem beni terketti.
F:Ne, neden?
N:Artık yükümü taşıyamıyormuş. Bana artık beni sevmediğini söyledi.
F:Sen ciddi misin?
N:Evet Feriha. Beni böylece bırakıp gitti. Ben he annesiz hem de babasız ne yapacağım şimdi?
F:Ben varım Nehir. Artık beraber kalırız. Seni hiç yanlız bırakmam.
N:Ya sende gidersen..
F:Ben hiçbir yere gitmeyeceğim Nehir.
N:Söz mü?
F:Kız sözü, dedim ve Nehir'e sarıldım. Onu ilk defa böyle görüyordum ve birden ağzımdan bir şey çıktı. Aslında bunu isteyerekte söylemiş olurum.
F:Nehir, beraber buralaradan gidelim. Başka ülkeye gidelim. Mesela Hawaii'ye. Hem oradaki can kurtarıcılar oldukça yakışıklı.
N:Sen ciddi misin?
F:Evet, yeni bir sayfa açalım seninle birlikte olmaz mı?
N:Olur Feriha, hemde çok güzel olur.
F:Ama kimse bilmeyecek. Sen sadece şirkete söylersin o kadar.
N:Bana uyar.
Bu gitme işini en son yaptığılda başarısız olmuştu ama şimdi Emre'de Emir'den nefret ediyordu o yüzden artık istediğim yere gidebilirdim. Hawaii'de çok güzel günler geçireceğiiiz. Nehir iyi olunca ona eşyalarını toplamasını söyledim ve eve gidip bende eşyalarımı toplamaya başladım. Eşyalarımı toparladıktan sonra annemlere gidip onlalada vedalaştım ama gideceğimi söylemedim. Düşünün artık Cansu'ya bile sarıldım. Eve tekrar geldiğimde valizlerimi aşağıya indirmeye başladım. Birden aklıma Emir gelmişti. Odama tekrar çıkıp ona mektup yazdım. Emre'ye bunu 1-2 gün sonra vermesini istedim. Emre7de başını sallayıp bana sıkıca sarıldı. Taksiye atlayıp Nehirlere gittim. Nehir'ide aldıktan sonra artık gitmeye hazırdım.
* 2 GÜN SONRA *
Emre ile salonda oturuyoruz şuan. Bana Feriha'nın vermesini istediği bir şeyi verecekmiş. Anlamsızca onu izlemeye başladım. Cebinden bir sarf çıkarttı. Masanın üstüne koyup ayağa kalktı ve "Okuduktan sonra, Feriha'nın iyiliği için aptalca bir şey yapmaya kalkma!" diyip evimden çıktı. Ben ise masanın üstünden zarfı alıp açtım. İçinden kağıdı çıkarıp okumaya başladım.
"Sana bir mektup yazmak nerden geldi aklıma bilmiyorum ama iyiki gelmiş yani. İlk günlerde senden ne kadar nefret etsem bile yavaş yavaş sana aşık olmuştum. Sende o sıralar bana "Seni seviyorum." diye yalvarıyordun. Beni Avustralya'da yaptığın jestle ikna etmiştin. Bana kalsa aşkımı içime gömüp seni de unutmaya çalışırdım. Ama başaramadım işte. Seninle o kadar güzel geçirdim ki. Hiçbirini asla unutmam, unutamam. Evet bi aralar çok şımarıktım ama sen beni olgunlaştırdın Emir. Ama sonra ne oldu? Sen beni aldattın. Aslında seni asla afettemem gerekirdi ama gururuma yenik düştüm işte. Seni deli gibi isterken sana öyle nefret dolu bakmak canımı çok acıtıyordu. Sadece şunu bilmeni isterim; Nerede olursam olayım seni daima seveceğim... Feriha.."
Mektubu masaya bıraktım, soluğu Ferihaların evde aldım. Kapıya vurduğumda kapıyı emre açmıştı. Hemen ona dönüp sormaya başladım.
E:Feriha nerede onunla konuşmam lazım.
Em:Feriha yok.
E:Nerede peki? Ne zaman gelir?
Em:Feriha arıtk gitti ve bir daha da gelmiyecek.
E:Ha?
Em:Gitme nedenide sensin Emir. Eğer şerefsizlik yapmasaydın Feriha şuan yanıbaşında olurdu. Seni adam sanmıştım be. Feriha'ya o kadar savundum seni. Ama sen ne yaptım. Kodumunu zevki için Feriha'yı ikinci plana attın! Sakın bana itiraz etme anladın mı beni? Senin gibi şerefsizlerle işim olmaz benim! Hadi şimdi çık evimden!
Evden çıktığımda sahile gittim. Emre dediği her şeyde haklıydı. Feriha benim yüzümden gitmişti. Eğer ben onu terslemeseydim ve ilgilenseydim bunlar olmayacaktı. Kendimi yolun sonuna sürüklemiştim artık. İstemesemde Feriha'yı unutmak zornuda kalabilirdim ama onu unutmaya hiç hiyetim yoktu. Ben onu her zaman beklerim. Bu beklemenin sonucu ölüm dahi olsa bile.
Hawaii'ye geleli 2 gün olmuştu ama biz çoktan evimizi dekore etmiştik. Nehir'le harika vakit geçiriyorduk. Artık burada yaşıyacaktık ve birbirimizi asla yarı yolda bırakmayacaktık. İsterse Emir gelsin artık onun laflarına kanmayacaktım. Biraz daha evde otruduktan sonra plaja inip şezlongl kapmıştık. Nehir sürekli can kurtarıcıyı kesiyordu. Çocuk ise kaçamak bile olsa Nehir'e bakıyordu. Nehir kendini denize bıraktı ben ise güneşlenmeye başlamıştım. Yarım saat geçtikten sonra Nehir elniden tutup beni denize çekti ve bende isteksiz girmiştim. Çok iyi yüzdüğüm için biraz alıştırma yaptıktan sonra deniz altına girip yüzmeye başladım. Havasız kaldıkça su üstüne çıkıp yeterli havayı alıp tekar su altına unuyordum. İndiğimde gözüme bir şey takılmıştı. Biraz daha dikkatli baktığımda Emir'i görmüştüm. Yavaş yavaş aşağıya iniyordu. Bu gerçek olamaz herhalde. emir buraya nasıl gelebilir ki sen hayal görüyorsun heralde. Su üstüne çıkıp tekrar su altına girdiğim zaman tekrar Emir'i görmüştüm. Ne biçim bir oyun lan buu??
http://facebook.com/tmcz.senaryolar