E:Sakin ol Feriha. Ben Emir.

F:Nasıl anlayacağım senin Emir olduğunu, dedim ve elindeki feneri yüzüne tuttu. Bense hemen koltuğun arkasından çıkıp koltuğa oturdum.



Emir şartele baktıktan sonra yanıma geldi ve konuşmaya başladı.



E:Elektrikler gitmiş. Umarım karanlıktan korkmuyorsundur.

F:Hayır, korkmuyorum.

Eeki o zaman ben yukarı çıkıyorum. Yedek Feneri buraya bırakıyorum. İyi geceler.

F:İyi geceler.



Emir'de uyumaya gitti. Bende cam kenarına geçip dışaıyı izlemeye başladım. Hafiftende düşünmeye başladım. Sanırım ben Emir'i fazlasıyla hakediyordum. Ne biliyim benim bu tavırlarıma rağmen hala benim yanımda. Benimde buna karşılık biraz hareketlerimi düzeltmem gerek. Ne zaman bunu desem her zaman fikrimden cayıyordum ya. Tamam çikolata ve bilekliği seviyordum ama dozunuda kaçırmamak gerek. En azından Emir'e böyle davranmamalıydım. Nehir'e davransam bile hiç bri şey kaybetmem. Evet evet. Emir'e karşı artık ciddi olmam gerekiyordu. Yavaşca yerimden kalktım. Yerdeki battaniyeyi üzerime çektim ve kanepeye kıvrılıp uyumaya başladım.



Sabah olduğunda yataktan kalktım. Yüzümü yıkadıktan sonra aşağıya indim. İlk önce elektrikler gelmişmi diye baktım. Evet gelmişti. Bahçe kapısından şömine için odun getirdim. Şöminenin yanına gittiğimde Feriha koltukta uyuyordu. Battaniyeyi üzerine çektim ve şömineyi yakıp kendime kahvaltı hazırlamaya gittim. Kahvaltımıda ettikten sonra Salondan Feriha'nın seslerini duydum. Bilerek masanın üzerine bir kase çikolata bıraktım ve mutfaktan hemen çıktım. O sırada da Feriha mutfağa girdi. Bende fark etmeden onu izlemeye başladım.



Emir hala benle konuşmuyordu. Gerçi bir konuda çocukta haklı yani. Öyle salak salak davranırsam olacağı buydu. Bitkin bir şekilde mutfağa girdim. DOlabı açıp kendime gevrek doldurdum. Kahvlatı hazırlayacak kadar halim yoktu. Masadaki çikolatayı gördüğümde hiç ilgimi bile çekmemişti. Hemde en sevdiğimden olduğu halde. Gevreğim bittikten sonra tabağımı yıkadım. Masanın üstündeki çikolatayıda dolaba koydum ve yukarı çıkıp üstümü değiştirdim. Balık tutmadaki şansımı bugünde deniyecektim. Umarım bir şeyler tutardım. Üzerime rahat bir şeyler giydikten sonra. Dünkü taşın altından tekrar solucan aldım ve balık tutmaya başladım.



Feriha beni gerçekten çok şaşırttı. Çikolata ona baktığı halde çikolatadan bir gram almadı. Üstelik onu buzdolabına koydu. Demekki adam olmaya başladı. Belkide dalgınlığına gelmiştir. Ama bilekliği görünce ne yapar bilmiyorum. Bahçeye çıkacaktım ama Feriha'nın balık tuttuğunu görünce geri döndüm ve salonda oturup televizyon izlemeye başladım.



F:Hadi ama bu kaçıncı oltayı atışım. Bir tane bile balık gelmezmi yaa!!



Görmüş olduğunuz üzere yanlızlıktan kendi kendime konuşmaya başladım. Yaklaşık 1 saattir balık tutmaya çalışıyordum ama tutana kadar bana rahat yoktu. Oltayı tekrar göle attım ve 5 dakika sonra oltayı biri çekmeye başladı. Balık geldii. Acele acele oltayı çektim. Sazan tutmuşum hemde yaa. Hemen balığı çıkardım. Yanımda duran kovaya koydum ve göle bir tane daha olta attım. Bu sefer uzun beklemiştim. Yaklaşık 10 dakika sonra balık gelmişti ve yine sazan tutmuştum. Onuda kovaya attıktan sonra dün yaptığm kardan adamın yanına gidip konuşmaya başladım.



F:Balık tuttum ben baak. Şimdi bunları temizlemem gerek ama nerede. Yani pullarını temizlemem gerek. Babam hep öyle yapardı. İçerden bıçak alıp geliyorum hemen.



İçerden bıçak alıp koşa koşa balıkların yanına gittim. Balıkların kafalarını kestikten sonra temizlemeye başladım. Tabii elimde leş gibi balık kokuyordu. Temizlemesi bittikten sonra içeri gidip güzelce yıkadım ve doğradım. Tekrar dışarı çıktım ve kilerden ızgarayı alıp yakmaya başladım. Izgara işi bittikten sonra masaya koydum. Birde salata yaptıktan sonra yukarı çıkıp duş aldım. Duştan çıktıktan sonra balıkları biraz ısıtmak için ocağa koydum. Isındıktan sonra Emir'ide çağırdım ve yemeye başladık.



Feriha beni tekrar şaşırtmıştı. Evet balık tuttuğu yetmezmiş gibi birde onu ızgara yapmıştı. Çocuk ve şımarık hareketlerinide bırakmıştı. Bu Feriha'ya daha çok aşık olmuştum. Yemekten sonra bulaşıkları yıkarken arkasından sarıldım. Feriha hiç bir tepki vermemişti. Boynuna öhücük kondurduktan sonra köpüklü elleriyle bana döndü ve;



F:İş yapıyorum Emir görmüyor musun? Hem sen bana küs değilmiydin.

E:Hayır değildim. Ben senin iş yaparkenki halini daha çok seviyorum. Senin her halini seviyorum, dedim ve dudaklarından öptüm.

FElimdeki köpükten birazz yüzüne sürdükten sonra oda köpük alıp yüzüme sürmeye başladı.) Yaaa, Emir yapma ama etrafı batırdın!

E:Ama sen başlattın.

F:Sen temizlemyiceksin ama.

E:Tama ben silerim burları sen işine devam et.



Emir etrafı temizledikten sonra bende bulaşığı bitirmiştim. Kendimi koytuğa bıraktığm zaman yanıma geldi ve Konuşmaya başladı.



E:Feriha, konuşabilirmiyiz?

F:Tabii.E:Ben seni her halinle seviyordum ama böyle olgun davranınca beni daha çok kendine çektin. Ne biliyim sana daha farklı bakmaya başladım.

F:Ne gibi?

E:Benim karımmışsın gibi.

F:Iıı, şeey.

E:Belliki dersini almışsın. O yüzden artık istediğini yapabilirsin. İstersen eve geri dön ya da bilekliklerini şu masanın üzerinden al. İstediğin yapabilirsin artık. Sana karışmıyorum.

F:Ne demek şimdi bu? Sen benden ayrıldın mı?

E:Ben seni asla bırakmam Feriha.

F:Bende Emir ve o yüzden hiçbir yere gitmiyorum, dedi ve Emir'in dudaklarına yapıştı. Emir ise Feriha'ya karşılık verdi.



O sırada kapı çaldı. İlk başta aldırış etmemişlerdi ama ısrarla çalınca Feriha yerinden kalkıp kapıya baktı ama içinden keşke kapıya falan bakmasaydım diyordu.
http://www.facebook.com/tmcz.senaryolar