--->

   
  Adını Feriha Koydum Senaryoları
  Senaryolar
 
=> Daha kayıt olmadın mı?



Senaryolar - 25 Eylul 19.Bolum

Burdasın:
Senaryolar => ~25 Eylül~ => 25 Eylul 19.Bolum

<-Geri

 1 

Devam->


lola34
(şimdiye kadar 313 posta)
26.02.2012 11:02 (UTC)[alıntı yap]
25 Eylul 19.Bolum

Steven geri geldiginde, ben de Jess’te salatamizi bitirmistik. Sandalyeyi cekip, oturup, kolasini actiktan sonra, tek elini omzuma atti. Onun kolunu omzumda hissetmek, boynumun kenarindan elini gormek, ister istemez yuzumde bir gulumsemeye neden oluyordu. Steven tam bir sey soyliyecekti ki, biri Jess’in yanindaki sandalyeyi cekti. Tyler’di galiba..

Tyler: abi nerdesin sen ya, her yerde seni ariyordum!
Steven: buradayim iste.
Tyler: burasi? Niye bu binadasin ki sen?

Steven hic bir sey soylemedi, ne tur baktiginida goremiyordum, tabagimdaki son iki salatayi ileri geri itip duruyordum, icimdeki his, bana Jess’in su anda kalp krizi falan gecirdigini soyluyordu.. Daha sonra Tyler bana dogru bakip;

Tyler: tyler ben.
Berrak: brianna. Yada berrak, farketmez.
Tyler: brianna’yi tercih ediyim ben ahaha

Daha sorna sandaleyeyi cekip oturdu, ve Jess’e bakarak;

Tyler: siz bana adinizi soylemek icin fazla guzelsiniz galiba kucuk hanim
Jess: jessica.
Tyler: jess.. jess.. jess kimin adiydi ya? Steven-
Steven: eski sevgilin abi-
Tyler: hi dogru, ne ruh hastasi bir kizdi ya, ama gordugum kadariyla, bazi Jessica’lar cok guzel oluyorlar

Dedi jess’in omzundaki saci, sirtina dogru koyarak. Yemekte gozculuk yapan ogretmenlerden biri masamiza dogru yurudu, Jessica’nin resim ogretmeniydi.

Ms.Richardi: Steven?
Steven: Ms. Richardi, iki sene onceki kadinsiniz hala , kocanizi kiskaniyorum
Ms.Richardi: ahah, hala ayni Steven. Nasil gidiyor bakalim lise, gecen maca geldim, harikaydiniz
Steven: tesekkurler
Ms.Richardi: o zaman ben birakiyim sizleri, masanizda bu kadar guzel iki kiz varken-
Tyler: siz her zaman okulun en guzel kadini olacaksiniz hocam.
Ms.Richardi: ahah, hala ayni cocuklar. Neyse, gorusuruz daha sonra cocuklar, bu arada Jess derse gelirken kara kalemleri unutma, projeye basliyoruz bugun biliyorsun.
Jess: biliyorum.
Ms. Richardi: gorusuruz daha sonra.

Ms. Richardi uzaklastiktan sonra basimi Steven’a cevirdim.

Berrak: okulun en guzel ve en genc ogretmeniyle flort etmeye calisacagini bilmem gerekirdi heralde.
Steven: yavas yavas taniyorsun iste bebegim.
Jess: benim gitmem lazim, tarih ogretmenimle konusacagim, gerizekali adam ders ici performansimi 75 vermis.
Berrak: dur bende gelirim.
Steven: ben seninle yururum.
Tyler: Jess ! bekle bende geliyorum

Hepimiz bir anda kalkip, tepsilerimizi alip, raflarin oraya birakip, Jessicanin tarih sinifina dogru yuruduk. Steven ve ben onde, Jess ve Tyler arkamizda yuruyorlardi. Sinifa geldigimizde, Jess kapiyi calip iceri girdi, bende Jess’I beklemeye karar verip, duvara yaslandim, Steven ise elini duvara bastirip, onume gecti, yuzu o kadar yakindi ki yuzume, nefesini hissedebiliyordum dudaklarimin uzerinde. Etraftaki insanlarin hic birini ne duyuyor, ne goruyordum sanki, Steven’in okyanus mavisi gozlerine, ve kizarmis dudaklarina odaklanmistim. Tam basimi biraz yukseltmis, oda basini egmisken Jess siniftan cikti, stevenda kendini geri cekti. Jessica’nin yuzu kizarmisti adeta.

Jess: gerizekali adam ya, deliricem! Egoist pislik!
Tyler: hop hop hop, sakin ol bebegim. Kotu gecti galiba?
Jess: ruh hastasi ya, derste yaptigimiz ve uzerinden not aldigimiz kagitlari, pembe kalemle yaptim diye saymamis. Manyak midir nedir?!
Steven: burasi Mr. Morone’un odasi degil mi ya?
Jess: seninde mi tarih ogretmenindi.
Tyler: ikimizinde. Bir puanla birakti ya birinci donemde.
Jess: butun notlarim 85 ve uzeri, beyfendinin sinifi disinda.
Steven: ohoo, Tyler o notlari gormeyeli uzun bir zaman oldu galiba.
Tyler: kes ya
Steven: kahretsin, benim ingilizce var, gitmem lazim, birinden odevi almak zorundayim, gorusuruz fistik, gorusuruz jess.
Tyler: dur kardesim, bende geliyorum. Bri, gorusuruz. Sst, Jess?
Jess: efendim?
Tyler: sen hep sinirli kal, sinirlenince daha da guzel oluyorsun.

Tyler ve Steven gittikten sonra, Jess’te benimle birlikte sinifa dogru yurumeye basladi. Zil’in calmasiyla birlikte, harika gecen bu yemek tenefusu, yerini sikici son 3 derse birakti.. Son dersin zilini duymak kadar mutlu eden bir sey yoktu heralde insani. Siranin uzerindeki defterimi kapayip, sandalyenin arkasina asmis oldugum cantami alip, dolabima dogru yurudum.

Tam esyalarimi cantama koymus, dolabimi kapamistim ki, Steven’in yuzu ile karsilastim. Yandaki dolaba yaslanmis, her zamanki kusursuzca olan sevimliligi ile bana bakiyordu.

Berrak: steve?
Steven: bir bucurugu eve birakmam gerektigini duydum.
Berrak: kuslar soyledi yalanini yemiyecek kadar buyudum ben, bence sende buyudun, artik buyuk abisin, buyuk abla ve buyuk abiler, boyle eglenmiyorlar

Diyip, olabildigim kadar cekici ve seksi olup, ust dudagimi yaladim. Steven ise gulup, bosta olan elimi kavradi.

Steven: vay vay vay, bunlari yolda konusabiliriz o zaman brianna ersoy.
Berrak: cok isterdim, ama annem bu aralar biraz takintili, o alicakmis beni, simdi dora ile ugrasamayacagim, yarin sabah gorusuruz

Diyip, dudaklarimi sikica yanagina bastirip, okuldan ciktim ve sokagin ilerisine dogru yurudum. Annemin arabasini gordugumde, kapiyi acip yanina gectim ve biraz once steven’in yanagina bastirdigim dudaklarimi, annem’im puruzsuz yanagina bastirdim.

Dora: bu ne mutluluk?
Berrak: her zamanki halim.
Dora: o zaman ben seni tanimiyorum yani, ahah, steven ile ilgili bir sey mi?
Berrak: sence bu akdar kisa zamanda birbirimizden hoslanmaya basladigimizi dusunmem cok mu abarti?
Dora: bana kalirsa senin hislerin hoslanmaktan da ote, ama anne tavsiyesi “erkekler okuzdur”. Once insana asikmis gibi gozukurler, sonra birden “bum!” iclerindeki hayvan ortaya cikar, o yuzden bir erkek bir sey soyliyene kadar, sakin kendi dusuncelerine ve tahminlerine guvenip, bir adim atma. Birak once o atsin.
Berrak: iyide yani yari yold-
Dora: sacmalama, yari yol falan yok, birak kendi gelsin butun yolu.
Berrak: ahah anne. Maya evde mi?
Dora: sporda.
Berrak: evde yiyecek ne var peki, aclitkan oluyorum.
Dora: ne istersiniz?
Berrak: hani sen tavuklu besemel soslu krep yapiyorsun ya, onu yapsana annis, lutfeeen!
Dora: tamam, ama aksama yaparim onu, simdi bir seyler atistir, unutma bri, vermemiz gereken 2 beden var!
Berrak: uf biliyorum.

Eve gelmistik, bende kapimi acip, eve dogru yurudum. Odama gidip, cantami yataga firlatip, ayagimdaki topuklulari cikardim. Altima bir kot, onun uzerine de bir bluz giyip, ayagima babetlerimi giydim. Saclarimi tepede toplayip, yuzumdeki butun makyajdan kurtulduktan sonra, bilgisayarimi ve telefonumu alip asagi indim. Koltuga oturup, bilgisayarimi actiktan sonra, annem tepside iki kahve ile salona geldi.

Dora: ee ? okul nasildi?
Berrak: nasil olsun iste, ayni.
Dora: jessica ile de uzun zamandir gorusmedik, bir ara ucumuz ogle yemegien falan gidelim.
Berrak: bakariz. Sen ne yaptin?
Dora: iste toplanti vardi, oradan kuafore gittim, sonra da ablanla birer kahve ictik, sonra da seni almaya geldim iste.
Berrak: babam aksam gec mi gelicek?
Dora: sanmam, nereden cikardin ki?
Berrak: hic sordum sadece-

Tam o sirada, koltukta yanimda duran telefonum caldi. Jessica ariyordu.
http://www.facebook.com/pages/Adini-Feriha-Koydum-Senaryolari/138839159530641 ALINTI.

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 358
Bütün postalar: 444
Bütün kullanıcılar: 151
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
  Bugün 13 ziyaretçi (21 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol