Emir beni akvaryuma getirmiş. Böyle her yerden balık geçiyor. Köpek balığı bile var. Küçüklüğümden beri balıklarla yüzmek istemişimdir. Yüzemesem bile oldukça yakınım onlara. Ben şaşkınlıkla balıkları izlerken Emir'de beni izliyordu. Güzel süpriz yaptı kereta. Bak gözüme girdi. Zaten gözümdeydi ya. Biraz daha inceledikten sonra Emir'e döndüm yaklaştım tabii biraz. Konuşmaya başladım.
F:Benim balıkları sevdiğimi nerden biliyordun?
E:Emre sağolsun, dedi ve gülümsedi.
F:Nasıl düşünemedim ki Emre olmasa sen bir hiçsin. Nerede bu kapı. Gidiyorum ben!
E:Feriha! Saçmalama, o kadar senin için hazırlık yaptım. Hepsi boşa mı gidecek şimdi?
F:İsterse gitsin! Beni hiç ilgilendirmez. Ne zaman kendin düşünerek bir şey yaptın ki?
E:Fikir bendeydi zaten Feriha. Bunu ben düşündüm sadece Emre'den en sevdiğin şeyi öğrendim ve seni buraya getirdim. Büyütcek ne var anlamış değilim.
F
Başını öne eğerek) Neyse tamam. Beni gezdirmiyecek misin?
E:Tabiiki gezdiririm.
Feriha koluma girdi ve onu akvaryumda gezdiriyorum. Her ne kadar ani bir çıkış yapsada dindirmem çok zaman almadı. Burada daha süprizim bitmedi. En güzel köşesinde bir masa kurulu. Oraya da götüreceğim onu ama biraz buralarda oyalansın. İnşallah planım güzel gidir. Eğer aksilik olursa ölürüm ben yaa. Yani ölmem canım mecaz anlamda söyledik. Feriha hafif hafif yorulmaya başladı. Artık zamanı geldi demekki. Elini tuttum, masaya doğru götürmeye başladım. Elini çekmedide. Demek ki hoşuna gitti. Neyse bu benim için artı puan. Masaya yaklaşınca gözlerini tekrar kapadım.
Emir gözlerimi açtığında masa sanki akvaryumun içiresinde bir yerdeymiş gibi duruyordu. Orayada bir geçit gibi yerle giriyordun. Hmeen gittik, Emir sandalyemi çekti bende oturdum. oda sandalyesine oturunca tabaklardaki demir kapakları kaldırdı. Masanın altından da rakıyı çıkardı ve bardaklara dökmeye başladı. En sevdiğim balık levrek. "Yaşasın, en sevdiğim balık!" dedim çocuk gibi. Hay dilini eşek arısı soksun Feriha! Emir'de haliyle güldü. Rakıyı bardaklara döktükten sonra bardağını bana doğru uzattı ve "Bugünün şerefine!" dedi bende "Şerefe!" dedim ve içmeye başladık. Yemek bittikten sonra masadan kalktık. Sanırım artık söylemenin zamanı gelmişti. Yürümeye başlayınca konuşmayada başladım tabii.
F:Emir?
E:Efendim?
F:Her şey için teşekkür ederim. Gerçekten çok güzel bir gün yaşattın bana.
E:Ne demek canım, bu senin hakkın.
F:Ama sana çok önemli bir şey söylemem gerek.(Emir durdu ve Feriha'ya bakıp dinlemeye başladı.)
E:Evet, seni dinliyorum.
F:Ben seni en başından beri şey ediyordum. Emir. Yani şimdi diyeceksin o zaman neden benden kaçtın. Azcık anla beni yani. Yani öyle işte. Sen benim kardeşimle yatmıştın, ben Dedikoducu Kız'dım. Yani ben seni şey ediyorum Emir.
E:Ne ediyorsun Feriha?
F:Şey ediyorum işte.
E:Neey?
F:Off!! Anla işte Emir! Ben senin gibi herkese demiyorum o kelimeyi. Her ne kadar sevgilim olsada hiç birine söylemedim bu kelimeyi. Acemiyiz yani. Anlayışla karşıla.
E:Bende zaten herkese söylemedim Feriha! Sadece sana söylemiştim. Ama haklısın ben daha çok tecrübeliyim.
F:Başlatma şimdi bana tecrübenden.
E:O zaman şey ediyorum yerine o kelimeyi söyle.
F:Yapamam, olmuyor işte.
E:Seni seviyorum Feriha, dedi ve Feriha'ya daha çok yaklaştı.
F:Seni seviyorum Emir.
Allah artık kimse beni tutmasııın. Yapışıyorum çocuğun dudaklara. Artık Emir benim. Kıskanın kızlaaaaaar. Hahahahahaha. Hemen Emir'in dudaklarına yapıştım. Çocukta dünden razıymış haa. Öptükçe öpesim geliyor bu veleti. Dudaklarını emiyorum artık. Onun bir eli belimde diğer eli ise keşife çıkmış vücudumu. Her yerime dokunuyor. Hiç istifimi bozmadım bende boynunu ısırdım. İnledi çocuk garibim. O hışımla beni cama yasladı. Valla gidiyor valla gidicek bakireliğim. Olmaz şimdi olamaz yani. Ama kendimi de durduramıyorum lanet olsun yaa!!
Feriha'yı cama yasladığım gibi boynuna indim. Allah'tan gömlek giymişti. Çıkarmam daha kolay olacaktı. Gömleğinin düğmelerini açmaya başladığımda aynı zamanda dilimle dudaklarını ıslatıyordum. Bu kız beni kendimden geçiriyordu. Oda benim gömleğimin düğmelerini açıyordu. ikimzde gömleklerden kurtulduktan sonra. Ellerim sütyenine gitti. Ama Feriha fırsat vermiyordu ki açmama. Dayanmadım ve pantolunundan da kurtulmaya çalışırken beni itti. Hemen yerden gömleğini aldı ve giydi. Benim de yanıma gelip gömleğimi giydirdi. Sadece gözlerime bakıyordu. Son bir kez daha öptü ve kulağıma eğilip "Bu kadar sabırsız olma. Ben o anı hayatımı birleştireceğim adama saklıyorum. Üzgünüm Aşkım." dedi ve yakamı düzeltip arkasını dönüp yürümeye başladı. Demekki ilişkimizin uzun süreceğini düşünmüyor. Merak etme Feriha benim seni bırakmaya hiç niyetim yok. Çok eğleneceğiz seninle.
Öyle ilk andan birlikte mi olunurmuş canım. Azıtmış bu iyicene. Neyse arkamdan ayak sesleri. Hemen elimi tuttu. Tabii kıyamadı bana. Canım benim. Akvaryumdan elele çıktık. Taksiye bindik ve otele gittik. Otele gittiğimizde Emre'lerde resturanttan çıkıyordu. Bizi elele görünce Emre'den bekleyeceğim davranışı yaptı it işte iiiiiiiit!!!
Em:Ooooooooo, Feriha manita yapmııış.
F:Kapa çenenii!Em:Ağlama bebeğim. Ben seni yine seveceğim.
F:Bende seni seveceğim aşkım. Kıskanma Beril. O ilk benimdi Beril!
B:Kuzenler arasına girmişyim ben sonra suçlu oluyorum.
Em
nu bunu bırak nasıl oldu lan bu?
F:Emre, konuştuk anlaştık işte.
Em:Evet çok güzel konuymuşsunuz. Konuşmanıza vampirlerde katıldı herhalde. Baksana Emir'in boynu mosmor.(Gülmeye başladı.)
E:Heleki bir tanesi oldukça ateşliydi. O vampir yaptı işte bunu.
Em:Belli belli. Neyse biz sizi ynlız bırakalım. Konuşacaklarınızı vardır.
F:Zahmet olacak ama.
Em:Sabah görüşürüz.
F:Görüşmeyelim mümkünse.
Odamın önüne gelince. Emir'de arkamda durmuş girmemi bekliyor. Neyse aldım içeri. Tabiiki burada kalmayacak. Ben kalmasına izin verirmiyim canım. Namuslu bir kızım ben. Banyoya girip üstümü değiştirdim. Bilgisayarımı kurculuyordu gittim yanına oturdum. Face'de ilişki durumunu benle ilişkisi var yapmış. Bende girip kabul ettim. Duvarı falan kapadım tabii. Yorumlarıda kapadım. Beğenen beğensin. Emir'ede aynısını yaptım. Listesindeki kızların yarısını temizledim engelledim. Rehberindeki kızlarıda aynı şekilde. Sonra elime mısırı aldım ve konuşmaya başladık.
E:Eee, benimle İstanbul'a geri geleceksin şimdi değil mi?
F:Yaa, ben daha kanguru alacaktım ama.
E:Napacaksın sen kanguruyu?
F:Kesesinde yatacaktım. Yeni evim o olacaktı. Hayalimdi bu Emir. Bunu benden almaya hakkın yok anladın mı?
E:Saçma sapan konuşma Feriha, ağzına yiceksin şimdi bir tokat. Ben nereye sen oraya!
F:Ağır abi Emir. Tamam be gelirim. Ama son kez bir yere gitmek istiyorum.
E:Nereye?
F:Ne olur kiliseye gideliiim. Nee olur baak. Çok merak ediyorum valla bak bir şey yapmam. Uslu uslu dururum. Gidelim lütfeeen.
E:Tamam, Feriha gideriz.
Hah, Feriha'nın aklına uydum sabahın köründe kiliseye geldim. Sabahtan beri başımın etini yedi ama zaten yerinde durmaz yapmasaydım. Sonrada çikolata dükkanına gidicekmişiz. Son çikoyataları alacakmış. Millet kıyafet almak ister benim sevgilim çikolata. İşte kocaman fark aralarında. Kiliseye geldik. Elime yapıştı hemen. İçeri girdik böyle rahatlatıcı bir müzik var. Sıra sıra bizim okul sıraları gibi sıralar koymuşlar. İsa Çarmıhı var. Her yerde Meryem Ana tabloları. Ne tuhaf kardeşim ama saygı duymak gerekir. Takıldık Feriha'nın peşine bakalım nerelere gideceğiz.
Emir, kıyamadı bana getirdi beni kiliseye. Filmlerde gördüğüm kadar varmış valla. Her yerde 6 kollu şamdanlar. Papazlar geldi benle konuşuyor. Bende diyorum gezmeye geldim hemen gidiyorlar tabii. Bir tane yer var kafes gibi günah çıkarma yeriymiş. Dur geçelim bakalım. Hemen karşıma dede geçti. Bende başladım konuşmaya. "Naber, dede?" "Ben dede değilim yavrum. Papaz'ım ben. Anlat bana günahını." "ÇOluk çocuk nasıl? Teyze nasıl teyze?" dememe kalmadan Emir kolumdan çekti. Bu kilisede koul gibi bir şey varmış dur bakalım istesek götürürler bizi oraya. Rahibeden rice ettim götürdü beni. Bir de ne göreyim anaam koridorda papazla rahibe yiyişişor Emir hemen gözlerimi kapadı. Edepsizleer. Hemen çıktık oraya. Bir yer yapmışlar dua edenler üzerindeki önemli eşyaları koyuyor. Ama içinde benim en çok istediğim bileklik var. Kalmadığı için alamamıştım. Emir'de yanımda yok camı nasıl olduysa açtım bilekliği çıkardım koluma taktım ve camı kapadım. aman ne olacak ki. Kimse anlamaz bile. Yani anlarlar mı yoksa. Emir anlamadıysa onlar hiç anlamaz. Dua ediyormuş gibi yaptım bir tane mum yaktım.Emir'i bulup hemen çıkacaktık ki arkamaızdan biri seslendi. "Hey, hanımefendi bir dakika durur musunuz?" İşte şimdi yandım. Bilekliği sakladım. Emir beni fena halde kesecek. Allah'ım bir günah işledim sen beni affet. Ama o benim istedğim bileklikti. Off offf..
http://www.facebook.com/tmcz.senaryolar ALINTI.