--->

   
  Adını Feriha Koydum Senaryoları
  Senaryolar
 
=> Daha kayıt olmadın mı?



Senaryolar - Şeytan.| 3. Bölüm

Burdasın:
Senaryolar => ~Şeytan~ => Şeytan.| 3. Bölüm

<-Geri

 1 

Devam->


lola34
(şimdiye kadar 313 posta)
04.02.2012 11:12 (UTC)[alıntı yap]
3. BÖLÜM

İşleri yoluna koyayım derken arap saçı gibi oldu. Ablamın telefondaki sözleri hala kulağımda yankılanıyor " Çok mutluyum " Ulan gerizekalı madem ayrılınca mutlu olacaksın beni niye şu lanet olası adamla evlendirdin bee??!!! Şimdi düşününce, aslında o evlendirmedi. Ben sazan gibi atladım " Ben evleniyim meeeeeğğğ?" diye. Bok var ya zaten Emirde. Sinirlenmicem lan. Siktir et boşver Feriha. Üniversitene git sen. Okuyosun kızım sen, hem evlisin de. Hohohaa. Evliyim oğloom ben. Hemde Emir Sarrafoğluyla. Beni çok seviyo, bizimki aşk evliliği zaten. Zorlama filan yok, çocuğumuz olcak bizim boy boy.

Kapı gürültüyle açıldı.

Emir: Banyonun musluğunu açamadıysan, açayım mı?

Feriha: Olur.

Emir:Gel.

Emir'i takip edip, banyoya gittim. Beni yanına çağırdı.

Emir: Bak şimdi, şurasına parmağını dokundurunca akıyor. Tamam mı?

Elini gösterdiği yere dokundurdu, dokundurduğu yetmedi yumrukladı, tepindi resmen. Ama musluk açılmadı.

Feriha: Çekil de yüzümü yıkayayım bari, şarıl şarıl su akıyor israf olmasın.

O kadar sinsi güldüm ki, çocuk sinir harbi geçirecekti resmen.

Emir: Borularda mı bir sorun var acaba?

Bacağını kırıp yere eğildi. Altın simli dolabın kapağını açtı. ana tesisatını mı dersin,5 santim kalınlığında boruları mı dersin, her bir boku kurcaladı. Israr ettim, yapma etme dedim tesisatçı çağıralım dedim, Nuh dedi Peygamber demedi. Bide kapıyı kitledi telefonumu alıp kimseyi aramayayım diye.

Feriha: Ya gel vazgeç şu sevdadan. Bak patlayacak borular.

Emir: Yok, yaparım şimdi ben bunu.

Katır inadı var bu çocukta yeminle. En son artık neyin içine sıçtıysa borular şreeaank diye patladı. Küçük bir şokun ardundan elimle dolabın kapağını kapatmak isterken ayağım kaydı ve yere düştüm. Yere doğru yolculuk yaparken Emir beni düşmeyeyim diye tuttu ama, onun da dengesi bozulunca yere kapaklandı.

Feriha: Belim, off belim

Boğulmak üzereydik, kapıda kilitliydi. Gazetelerin marşetlerinde

"Birbirine aşık(!) iki karı koca banyoda tesisat borularını tamir ederken, boru birden patlayınca hazin sondan kaçamadılar."

kalın puntoyla yazılmış bu cümleleri hayal ettim birden. Bir adet şok olmuş babam ve bir adet vicdan azabı çeken ablam.

Emir: Ya sen neden musluğu açmak için beni çağırdın ki?

Feriha: Bana bak bana. Yalvardım gel yapma etme dedim sana dimi?

Kalbim küt küt çarpıyordu. Ölüme doğru gidiyoruz yani. Ama yoo, bu kalbimin atışı değildi. Kapı çalıyordu!

Kapı mı çalıyordu? Çalmak buysa tekme neydi acaba?

Yaren: Ablan geldi Feriha.

Ablam mı? Onu buraya kapatıp suda boğsam mı acaba? Yada suya gerek yok. Ben onu ellerimle boğarım. Güçlükle ayağa kalktım. Artık ablamı öldürmenin hırsıyla mı bilemeyeceğim. Kapıyı açmamla beraber Yaren'in çığlık atıp geriye sıçraması bir oldu. Saçımdan, elbiselerimden damlayan sular burdan Antakya'ya yok olur valla. Gören koridorda banyo yaptık sanır. Yaren kendine gelince abiii diye bağırıp Emir'in yanına koştu.

Tiz seslerini üstümü değiştirmek için odama giderken bile duyabiliyordum.

Yaren: Harp mi çıkardınız abi bu ne hal ya!?

Emir: Alet kutusunu getirsene, şu boruyu tamir edeyim.

Bu çocuk kafayı bulmuş valla. Acaba ikizler burcu mu? Yani anca bu kadar inat olabilen tek burç çünkü. Üstüme kırmızı bir elbise giydim, saçımı da düzleştirdim. Ablamın kutsal huzuruna çıkmaya hazırım bence.

...

Ablam:İşte böyle, sonrada biz ayrıldıık.

Ellerim titremeye başladı. Hay ben seniin.

Ablam: Sen ne yapıyorsun, annemle babamın seni aramamasını istemişsin. Ya tamam babam aramasın da, annem gerçekten çok üzülüyor.

Ağlamayacaktım. Buraya gelmeden önce, tabudaki yasak kelimeler gibi yasak duygularım vardı. Kendime ağlamamayı hedef koymuştum.

Feriha: Benim onlarla bir bağlantım yok. İkisiyle de.

Ablam konuyu değiştirmeye karar vermiş olacak ki, yüzünde gülümseme belirdi.

Ablam:Odanı gezdirsene.

....

Nihayet ablam iyi olduğuma(!) kanaat getirip evden ayrıldı. Ablamın sevgilisinden neden ayrıldığına hazır oluuun!!!! Geliyooorr!!! Ablamla bu gerizekalı sevgilisi kartopu mu ne oynuyormuş. Sonra bu sevgilisi ablamı buzların oraya sürüklemiş, ittirmiş kaktırmış filan. (Ohhh yerim ben onu iyi yapmış Ablam yapma demiş, bu da nasl bir şiddet yanlısıysa, sıçmış ablamın ağzına ablamda ayrılmış. Evet bütün her şey bundan ibaret!!! Odada kitap okurken Yaren kapıyı tıklattı. Evet garip kaçacak ama bu sefer gerçekten tekmelemedi 'tıklattı'. Gelmesini söyleyince de içeri girdi.

Yaren: Feriha

dedi yatağımın kenarına otururken.

Yaren: Ablan senden yaşça büyük, neden o değilde sen evlendin abimle?

Haaah al sana Feri. Cevapla şimdi. Hadi bekliyorum.

Feriha: Çünkü ben malım.

Yaren verdiğim cevaptan tatmin olmamış gibi dudaklarını büzüştürdü. Gözünün önüne gelen bukleleri kulağının arkasına sıkıştırarak sorusunu tekrarladı.

Yaren: Bilmek istiyorum Feriha..

Kusura bakma canım ama, sen benim şuan için en yakın arkadaşım değilsin. Cıkks yani.

Feriha: Belki daha sonra.

Yaren biraz bozularak odadan çıktı. Açıkçası kendisini pek takmadım. Villa 3 katlı ama, ne kadar iğrenç bir ses yalıtımı varsa aşağıdaki gürültüler beynimi zonklatınca kafam attı. Kitabı masanın üstüne bırakarak tazelemek için soğuyan kahvemi de alarak aşağı indim. Ünal Bey ve karısı tatilden mi ne dönmüşler. Zehir zıkkım olmuştur inşallah o tatil size. Valla Emirde ortalıklarda yok. Ben mi karşılayacağım onun babasını. Nasıl bir rahatlıktır bu bee. Kesin mutfak aspiratörünü filan tamir ediyordur o şimdi. Ünal Beyi karşılama sendromuna hiç giremeyeceğim valla. Vıcık vıcık ağlayıp sarılmalar böyle, "Siğğz benim artıık birinjiiil babamsınıııığğğzz." gibi salakça sözler. Iyk hiç bana göre değil. Ne hali varsa görsün. Ohaa. Adam oturma odasıyla selamlaşmaya mı gitti lan? Hizmetçiyle konuşmalarını duyuyorum.

Ünal Bey: Benim yarına şu projeyi yapmam lazım. Üstümü değiştirip geliyorum, sen bana yemek yap, buraya getir.

Gösterdiği masanın üstüne bakmak için boynumu 180 derece kırdım. Töbe yarabbi. Bir tomar kağıdın üzerinde çizilmiş onlarca projeler. E benim orada üniversite ödevlerim var. Bu adam o işe başlarsa beni hayatta o odaya girdirmez. Ünal Bey odasına çıkınca ben fırladım tabi ödevlerimi kapmaya. Masanın üstüne kahvemi koydum, aynanın altındaki vitrinden ödevleri topladım. İyide burda ödevin kapağı yook?!! Masanın üstünü aradım, bulamadım. En sonunda Ünal Bey'in projesinin serildiği masanın altında gördüm kendilerini. Almak için eğildim. Elimi uzatıp kavradım, tam ayağa kalkarken kafam masaya dankkk diye çarptı. Allahım nasıl bir acıdır o. Sanki birileri almış beyzbol sopasını vuruyor kafama. Resmen kafamdaki sinirler geberdi. Gözümü aralayınca masadan damlayan kahveyi gördüm. Laaan!!!! Laaaaaaaaaaaaaaan. Ünal Bey'in projesi????!!!! Sıçtığımın resmidir. Hadi bakalım. Sabaha kadar çizersin o projeleri tekrar Ferihacım. Ben daha cin ali çizemiyorum yarabbim nasıl bir şeyle sınıyorsun beni yaa!!!!
http://facebook.com/pages/Adını-Feriha-Koydum-Senaryoları/227861553892202 ALINTI.

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 358
Bütün postalar: 445
Bütün kullanıcılar: 151
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
  Bugün 21 ziyaretçi (63 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol