F: Emiiiir-





Herkes o an Feriha'ya dönmüştü. Genç kadın olduğu yerde, eli karnında, yüzünde belirisiz bir ifade ile Emir'e bakıyordu. Genç adam bir an duraksadı. Adını o an unuttuğu bir kitap okumuştu. Kitapta aynı bu sahne vardı. Hamile bir kadın kocasının sesini söyleyip yere kapaklanmıştı. Göbeği bacakları kolları her yeri kan olmuş bir haldeydi. Bu- bu düşük durumuydu. Emir aynı şeyin olmasından korktu. Bu düşüncelerden sıyrılıp Ferihâ'nın yanına gelmeyi akıl etmişti.





E: Feriha?

A: İyimisin kızım?

T: Feriha ses versene!

F: Tekme..

K: Tekme ne?

E: Aşkım?

F: Tekme- tekme attı.





Genç adam küçük çaplı bir "oh" çekti. Feriha'ya sımsıkı sarıldı.





E: Sana bir şey oldu sandım. Çok korktum.

T: Ay.. bir an kalbim durdu sandım.

K: Bende tekme değince. Ya bir saniye.. tekme atınca nasıl oluyor?

A: Koraycım bunu anlaman imkansız. Yaşaman lazım-

Ü: Ki yaşayamayacaksın.. o yüzden hiç kurçalama.





Sonu nasıl olacak bilinmeyen konuşma ardından herkes arabalarına binip dağılmıştı. Feriha ve emnir eve geldiklerinde.. Feriha eline elma alıp Emir'in yanına, koltuğa oturdu. Emir karısını kolunun altına aldı ve konuşmaya başladı.





E: Sanki.. bir daha bu eve hiç gelemeyecekmişim gibi hissettim.

F: Konuşma öyle..

E: Hayır anlamıyorum Feriha kim neden yapsın ki bunu.

F: Emir .. cinayet olduğunu bile bilm-





Genç kadın cümlesini tamamlayamadı. Emir bir süre Feriha'nın konuşmadığını anlayınca dikti gözlerini sevdiği kadına.





E: Ferih-

F: Şiii-

E: Noluyor?

F: Emir sus bi-





Genç kadın gözlerini kapadı. Ayaklarını karşısındaki minder sehpaya uzattı. Bir şeyler mırıldanmaya başladı, bir yandanda karnını okşuyordu. Emir ise hem ne olduğunu anlamaya çalışıyor hem de Feriha'nın ne dediğini anlmaya çalışıyordu. Kısa süre sonra genç kadın volümünü biraz yükseltti. Ne söylediği artık daha iyi anlaşılıyordu.





F: Ninni bebeğime.. uyusun benim güzel meleğim, uyusun benim küçük sevgilim , büyüsün bitanem çiçeğim.. ninni, ninni. Uyu koynumda, kokunu hissedeyim. Minik ellerini tenini seveyim. İyi ki geldin, benim bitanem bebeğim, ninni





Yavaş yavaş gözlerini açan genç kadın, kendine minnet dolu bakan Emir ile karşı karşıya kaldı. Genç adam gülümsüyordu. Elaları ile derin derin bakıyordu genç kadının gözlerine. Feriha bu durum karşısında tebessüm etti. Gözleri parıldıyordu genç kadının, parıldıyordu. Emir yavaşça yaklaştı.. nefesleri birbirlerinin yüzüne değiyordu. "Seni seviyorum" diye tıslayan bir ses ile söylendi Emir genç kadına.. Feriha ise "Bende" dedi. Sesi her zamankinden daha farklı çıkıyordu. Titrek, güçsüz ve kısıktı. Dahada ağır hareketlerle dudaklarının sevdiği kadının dudakları ile birleştirdi genç adam. Feriha kendini geri çektiğinde aynı içtenlik ile baktı tekrar Emir'in gözlerine.





F: Korkuyorum..

E: Neyden korkuyorsun?

F: Bebeğimiz doğduğu zaman olacaklardan.

E: Ben sana bahsedeyim neler olacağını; Hayatımız bebek bezleri, pişik kremleri, kaşık mamalar sonraaaa.. kakalarla dolacak.





Genç kadın heyecanla Emir'i izliyordu. Yeni fark ediyordu, Emir her cümlesnin sonunda dudaklarını dili ile ıslatıyordu. Sarkık dudakları yandan "yenilesi" duruyordu. Feriha'nın en çok hoşuna giden Emir'in olayları heyecanlı heyecanlı anlatış huyuydu %90. Onu birşeyler anlatırken dinlemek Feriha'ya keyif veriyordu.





E: .... böyle anlatınca korkunc görünüyor biliyorum ama.. kızımız bize hepsini unutturacak bir sürü oyunlar oynayacak. Öyle değil mi?.. hı?.. Sevgilim?.. Ferihaa..





Genç kadın Emir'in yüzüne bakarken dalmıştı. Genç adamın anlattığı çoğu şeyi iç sesinden dolayı duyamamıştı bile. En son hayatlaır kakalarla dolacağını duymuştu. Devamı yok-





F: Hı? Efendim?

E: Sen beni dinlemiyor musun?

F: Dinliyorum sevgilim. Dinlemez olur muyum? Emir?

E: Efendim aşkım?

F: Bugün dolunay var.. hadi hayal yerimize gidelim.

E: Tamam aşkım, olur.





Emir kalktı.. elini Feriha'ya uzatıp kalkmasına yardımcı oldu. --Bu evi döşerken solanun kenarına hayal köşesi yapmışlardı. Salonun pencereleri orta boydu fakat o köşedeki pencere tavandan yere kadardı. Feriha oraya krem renginde büyük yuvarlak bir koltuk almıştı. Daha doğrusu beğenmişti. Emirde sürpriz yapıp o koltuğu almıştı. Daha sonra eve geldiklerinde o koltuğu oraya Emir'e taşıttırmıştı. Minik minik minderler alıp küçük mekana reenk vermişlkerdi. Yapma çit alıp salondan o bölgeyi ayırmışlardı. Emir'in aklına tül geldi. Çitlerin hizasında tavana kornej takıp tül ayarlamıştı. Çit ve tüller ile "Hayal Dünyamız" köşesini gizlemişlerdi.-- Genç kadın tuttuğu eli karnında birleştirip diğer eli ile tülü açıp minik, gizleri yerlerine girdiler. Emir Feriha'dan önce koltuğa oturup kolunu açıp Feriha gelene kadar battaniyeyi açtı. Genç kadın ağır adımlarla eli karnında Emir'in yanına geçip, kaslı kollarına yattı. 1 2 belkide 3 saat dolunayı izlediler. Daha sonra genç kadın elleri ile sevdiği adamın göğsüne baskı yaparak doğruldu. Mahçup bir şekilde baktı Emir'in gözlerini. Tam ağzını acacakken geri kapatıp, yattı tekrar göğsüne. Genç adam anlamış olacak ki;





E: Bir şey mi diyecektin aşkım?

F: Şey.. yo-yok bişey.

E: Ferihaa.. seni tanıyorum. Yani biliyorum. Birşey var.. söyle hadi.

F: Of canım şey istedi-

E: Ne istedi?

F: Yeşil erik.. böyle ımm iri iri. Kırt kırt yemek için.

E: Erik.

F: Hı hı.

E: Yeşil erik YEŞİL.

F: Hı hıııığ.

E: Kırt kırt yemek için?

F: Of Emir evet!

E: Şey.. ım.. o zaman ben gidiyim.. bakayım. Arayım.. bulayım.

F: Kızımız için.. gerçekten ben istemedim o istedi.

E: Tama sevgilim dudağını büzme. Sen istesende bulurdum ben dee.. nerden bulacağım ya.

F: Yani .. almak zorunda değils-

E: Saçmalama Feriha. Zorundayım. O zaman ben gideyim.

F: Git.

E: Gidiyim ben. Ya bu saattede- neyse gittim ben.





Genç adam istemeye isteme gece vakti çıktı dışarı. Arabayı çalıştırıp yakındaki, aklındaki tüm marketlere manavlara baktı. Herkes anlıyordu Emir'in derdini. Ama kimse çare olamamıştı. Daha sonra genç adam yolunu Koray'ın evine çevirdi. Zile bastı bastı bastı.. açan olmadı. Tam gidecekti ki kapı açıldı.





K: Kimsin kardeşim bu saatt-

E: Benim abicim.

K: Emir? Ne işin var olum burada?

E: Erik.

K: Ha?

E: Yeşil erik.

K: Ne diyosun olum sen? Canın mı çekti? Valla bizde yok.

E: Ne saçmalıyorsun Koray? Feriha'nın canı çekti. Daha doğrusu kızmın canı çekti. Çok daha doğrusu Feriha aşeriyor.

K: A-auu olmadı bu.. hiç olmadı bu.. valla hiç mi hiç olmadı bu. Hiç mi hiçi bırak hiç hiç hiç hiç olmadı.

E: Salak mısın? Beyninden zorun var mı senin? Kafayı mı yedin oğlum?

K: Of saate baksan bi sen!? Gece'nin kaçı!?

E: N'apim!? Kızım saat mi dinliyor? Olum yardım et lan.

K: Ben napcam olum.. oradan manav gibi mi duruyorum!?

E: Tanıdık manıdık yok mu?

K: Of dur lan dur.





Koray içeri girdi. Bir kaç kişiyi aradı. Yarım saatte bir kasa dolusu erik kapının önündeydi. Emir minnet dolu bakışlarla bakıyordu Koray'a. Koray ise sürekli "ben ya ben" değip kendini beğenmiş tavırla tripleniyordu.





E: Çok sağol kardeşim. Var ya bu iyiliğini hiç mi hiç unutmayacağım.

K: Ahhh .. ben ya ben!

E: Gel lan öpeceğim seni-

K: Aman abicim, bir adım bile yaklaşma. Şimdi Tuana falan uyanır bizi görür yalnış anlar.. bildiğin sıçarım.

E: Ha ha ha çok komik.. valla çakarım suratına. Yürü git zıbar yat.

K: Aaa ayıp ben senin için o kadar uğraştım.

E: Çok sağol abi ne diyeyim şimdi.

K: Tamam tamam hadi git. He- Emir, Tuana Feriha'yla laflamak istiyordu yarın- daha doğrusu BUGÜN size geleceğiz.

E: Buyrun abi gelin. Bekleriz. Hadi ben kaçtım Feriha evden kaç saattir yalnız.

K: Hadi git.





Genç adam güle oynaya gitti eve. Üçer beşer basamak çıka çıka girdi eve. Feriha'yı aradı gözleri. Evde karısını arıyordu. En sonunda yatak odasında yatağın kenarında, dizlerini kendine çekmiş, gözleri kapalı vaziyette gördü onu. Yanına yaklaşıp üzerine yorganı örttü. Üzerini giyinip oda yanına girdi karısının.

Sabah oılduğunda evde tatlı telaş vardı. İlk defa kahvaltıya misafirleri geliyordu çiftimizin. Gerçi gelen Koray ve Tuana'ydı.. misafir sayılmazlardı. Ama Feriha oldukça heycanlanmıştı.





F: Emiiir. O oraya değil ya! Ortalasana onu.

E: Feriha.. gelen Koray angudu.

F: Şith! Emir. Deme öyle ya!

E: Of tamam. Ama aşkım sossis tabağı ha ortada olmuuuş he iki santim önde. Ne fark eder!?

F: Çok fark eder Emir. Onlar düzen içerisinde bir kere.

E: Tamam aşkım tamam. Hem- sen eriklerden yedin mi?

F: Şey.. ye'''dim.. yedim yedim.

E: Ferihaaa!

F: Yiyemedim.

E: NE!?

F: Sevdilim canım istemedi.

E: A-a-ama sen .. istemiştin.

F: Emir özür dilerim cidden bir daha aşeriyim istemeyeceğim bir şey yani sana söylemeyeceğim.

E: Tama aşkım önemli değil. Söyle bana tamam mı? Asıl söylemezsen kızarım.

F: Tamam aşkım tamam.





Tatlı tatlı atışmalarla kahvaltıyı hazırlamışlardı. Fakat ortada Tuana ve Koray yoktu. Ferihada onalr gelene kadar Emir'e minik bir oyun oynamak istedi.





F: Emiiiir.. be-bek geliyor.

E: Na na nasıl yani şimdi mi?

F: Yok Ağustos Eylül gibi düşünüyormuş.

E: Oh iyi. Korkuttun Feriha.

F: Saaaalak şimdi geliyor.

E: Beni kandırdın Feriha hiç yakıştıramadım aşkım- nee simdi mi!? Derin derin nefes al. Sevgilim hoooooop al ohhhhhh ver.

F: Emiiiir çıldırtma beni! Çanta orada araba anahtarları sehpanın üzerinde! E: Feriha yok burda. İnanmiyorum ya of nerede!

F: Emiiiir geliyorrr.. aaa suyum geldii!

E: Ah.. vakka geliyor! Ya ama daha erken.. Feriha aşkım dur sakın doğurma.



Genç kadın birden gülmeye başladı soluksuz gülüyordu. Arada nefesi kesiliyordu. Gülerken bir yandanda konuşmaya çabalıyordu. Emir durumu anlayınca kızgın kızgın Feriha'ya bakmaya başladı.

E: Bu yaptığını hiç unutmayacağım Feriha Sarrafoglu! F: Emir.. bu kadar kızacagını nerden bilebilirdim ki. E: Agız burun egme Feriha. F: Ozur dilerim askım. E: Askım falanda deme. En hassas noktamdan vurdun beni.





Genç adam kapıya vurarak girdi banyoya. Yüzünü yıkadı. Hala olayın şokunu atlatamamıştı. Derin derin nefes alıp veriyordu. Kendi kendine "hamile o" "Emir hamile o" değip duruyordu. En sonunda çıktı banyodan. Feriha üzgün üzgün bakıyordu Emir'e.





E: Gel buraya!





Feriha koşar adımlarla Emir'in yanına gitti. Sımsıkı sarıldılar birbirlerine. Daha sonra kapı çaldı. Gelen Koray ve Tuana'dan başkası olamazdı.





E: Nerdeydiniz olum!?

K: Junior Koray geliyor abiciiiim! Bebeğimim erkek olacak!

E: Tebrik ederim kardeşim.





Koray ve Emir sıkıca sarıldılar birbirlerine. Tuana bir CD uzattı ortaya.





T: Bunu izlememiz lazımmış. Doktor verdi.

F: Aa- neymiş bu!?

T: Doğum videosu.

E: İzleyelim.

K: Tuana bizim izlememizi istemiyormuş.

E: Neden ki?

K: Kadın doğuruyor ya hani-

T: Ya Koray! İzlemiceksiniz Emir'cim. Elin kadının orasına burasına bakmıcaksınız. Tövbe tövbe.

F: Evet ya izlemeyeceksiniz. Biz izleriz.

K: Ama aşkım- baştan beri hamileliği gösteriyorlar. Doğumu izlemeyiz.

T: O olur.





Dörtlü kahvaltıdan sonra geçtiler televizyonun başına, Emir CD'yi taktı. Ve izlemeye başladılar. Doğum esnasında iki kadın erkeklerinin gözlerini elleri ile kapatmışlardı.





T: Koray ben doğurmayacağım!

K: NE!?

T: Ben bu bebeği doğuramam.

K: Tuana ne saçmalıyorsun sen !?

T: Aşkım çok kesip biçiyorlar ya.

K: Gözlerimi açsanda görsem.

T: Sus çakarım yoksa.

K: Of tamam.



__





E: Feriha merak ettim ya.

F: Emir benim doğumuma girersin ama buna bakamazsın. Hem bu kadın ağda bile yapmamış.

E: Iyy pis kadın.

F: Ciddiyim Emir.

E: Tamam ya istesende bakmam zaten.

F: Aferin!





Günleri eğlenerek geçmişti. Bu dörtlü birlikte olmaktan oldukça zevk elıyorlardı. Gece olduğunda Feriha Koray ve Tuanayı yollamadı. Onlara misafir odasını ayarladı. Erkekler yatıp uyuduklarında Tuana ve Feriha mutfakta erik yemeye başladılar.





Ünal Bey saatlerdir Aysun Hanım ile konuşmaya çalışıyordu.. fakat konuşamayordu. En sonunda cesaretini toplayıp konuşmaya başladı.





Ü: Aysun.

A: Ünal.. ne bu halin. Ne derdin var hayatım söyle.

Ü: Hande'yi ben öldürttüm.

A: NE?
http://facebook.com/afk.hikayeleri