Sen Misin Bana Cirkin Diyen ?! 93.Bolum

Feriha-

Yavasca parmak uclarima cikip, Emir’in dudaklarina dogru yaklastirdim dudaklarimi, tam dudaklarimi degdirecektim ki, elimi agzima bastirip, banyoya dogru kosmam bir oldu. Acelemden, kapiyi bile kapayamamistim, ben egilimis, tuvaletin basinda kusarken, Emir saclarimi tutuyor, sirtimi oksuyordu. Migdemdeki her seyi cikardiktan sonra sifonu cekip, oradaki tuvalet kagidina uzandim ve agzimi sildim. Yerden kalkip, Emir’e dondugumde, korkmus gozlerle bana bakiyordu.

Emir: iyi misin ?! diye sordu hizlica.
Feriha: iyiyim, migdem bulandi birden cok, disimi fircalarsam gecer, bavuldan bana makyaj cantami verir misin canim? Dedim lavoboya dogru donerek.

Basini onaylarcasina sallayip, odaya dondukten sonra agzimi calkaladim. Emir geldikten sonra dislerimi fircaladiktan sonra, yuzumu yikadim tekrar. Emir duvara yasnlamis, korkmus bir sekilde bana bakiyordu. Yanina dogru gidip, kollarimi boynuna doladim ve;

Feriha: korkma, iyiyim ben, ucaktandir buyuk ihtimalle dedim dudaklarimi hizlica dudaklarina bastirip geri cekerken.
Emir: doktora falan gitmemizi ister misin? Istersen soyliyelim –
Feriha: hayatim iyiyim, ucaktan buyuk ihtimalle. Hatta oldukca acim, ben bir dus aliyim, sende bir seyler soyle.

Otelin bornozlarini kullanmaktan her zaman nefret ettigim icin, bavulumdan yumusacik, pembe bornozumu cikarip, banyodaki askiya asip, uzerimdekileri cikarip, kendimi ilik suyun icine biraktim. Guzel bir dustan sonra, kurulanip, uzerime ince, patlican moru, kisa bir gecelik giyip, odaya dogru yururken seslendim “ Masa falan hazirlatmasaydin, cok yorgunum” diye, ve daha sonra yatakta bir suru tepsi, ile karsilastim, Emir de oturmus, televizyona bakiyordu, elinde bir kola ile.

Emir: merak etme, karimi taniyorum dedi gulumseyerek.
Feriha: aferin sana dedim yatagin icine hic bir seyi dokmeden girmeye calisarak, ve daha sonra tabaklardan brini alip, icine her seyden biraz koymaya basladim.
Emir: ya sen biraz once cikarmadin mi her seyi, simdi yine migden kotu olucak bak
Feriha: ya iyiyim ben, acim hatta su anda.
Emir: seni bir kere anlayabilsem dedi gozlerini devirerek.

Catalimla, tabagimdaki minik tavuk kizartmalarindan birini agzima atmamla, kucagimdaki tabagi kaldirip, tekrar tuvalete kosmam bir oldu. Bu sefer kapiyi kapatip, kitlemeyi becerebilmistim ama. Ben tuvaletin basinda egilmis bri haldeyken, emir’in “Feriha iyi misin? Ac su kapiyi” larini duyabiliyordum. Tuvaletin basindan kalkip, tekrar dislerimi fircaladiktan sonra kapiyi actim usulca.

Emir: sen iyi degilsin, biz bir dok-
Feriha: yok bir sey ya dedim bavulardan bir baskasini acarken, geceligimin yakasina gelmisti yeni cignedigim tavuklar, igrencti resmen. Bavulun en ustundeki tampon kutusuna takildi gozum. Kutuyu elime alip, saymaya basladim. Kac gun olmustu.. Emir ise hic bir sey soylemeden orada oylece bakiyordu.
Feriha: dugunun uzerinden kac gun gecti? Dedim korkan gozlerimle.
Emir: dort diye emin bir sekilde cevap verdi bana.
Feriha: iyide cok erken..
Emir: yazlik dedi birden.
Feriha: efendim?
Emir: yazliga gittigimiz gece. Nasil olsa evlenmemize bir ay var dedik, benim kendimi tutamam falan, korunmadik o gece!
Feriha: ne kadar gecti uzerinden?
Emir: bir ay falan.
Feriha: ben en son dugunden bir ay once oldum, bu mantikla bes-alti gun falan geciktim.
Emir: ne yani hamilemisin ? dedi gulumseyerek.
Feriha: bilmiyorum dedim gulumseyerek
Emir: yarin hemen –
Feriha: test aliriz.
Emir: inanmiyorum ya ! baba oluyorum dedi beni kucagina alip dondururken. O kadar mutluydu ki, emir birak, emir dur dememi duymuyordu bile, en sonunda Emir dur, basim dondu diye bagirisimdan sonra, beni hemen yere birakip, elleriyle kollarimi tuttu.
Emir: ozur dilerim, ozur dilerim, gel otur sen, iyi misin ?! bir sey ister misin? Cilek falan ?!
Feriha: Emri tamam, dur. Daha bir aylik falan hamileyim, ya hamilemiyim onu bile bilmiyoruz, belki sadece geciktim, migdemde ucaktan kotu oldu, hemen sevinme..
Emir: haklisin dedi tekrar yuzunu eksiterek.

Yatakta yanima oturmus olan Emir’in yuzunu kavradim ellerimle, oda elleirni hemen kollarima koymustu.

Feriha: sevgilim, daha yeni evliyiz, ve sadece 22 yasindasin, cocugumuzun olabilecegi koca seneler var onumuzde!
Emir: haklisin , dedi tekrar gulumseyerek, sadece bekleyemiyorum ben, senden bir cocugumun olmasini.
Feriha: dedigim gibi, kocaman seneler var onumuzde dedim gulumseyerek, ve dudaklarimdaki esnemeye hakim olamadim.

Emir yerinden kalkip, yatagin uzerindeki tabaklari sehpanin uzerine koydu, bende kendimi kocaman yastiklarin uzerine biraktim. Emir kollarini belime dolayip, dudaklarini boynuma bastirdi. Hamile olabilme ihtimalinin bile yuzume koydugu gulumseme ile uykuya daldim.

Sabah uyanmama neden olan, yanagimda hissettigim Emir’in dudaklariydi. Gozlerimi acmadan once yavasca gulumseyip, elimi Emir’e dogru uzatmaya calistim. Daha sonra gozlerimi acip, Emir’in gulumseyen haline baktim.

Feriha: gunaydin.
Emir: gunaydin melegim.
Feriha: hava ne kadar guzel gozukuyor dedim camdan sizan gunese bakarak.
Emir: guzel, ilik bir gun. Tam New York havasi, kisin buz gibi, temmuz, agustosta cok sicak, tam vaktinde geldik dedi gulumseyerek.
Feriha: ee napiyoruz bugun?
Emir: harika bir planimiz var, kalkip dusunu aldiktan sonra kahvaltida anlatirim.
Feriha: sen ne zaman kalktin?
Emir: oldu baya.
Feriha: neden?
Emir: bir sey almam gerekti dedi gulumseyerek.
Feriha: lutfen test aldim de, lutfen!

Gulumseyerek yatagin direk kenarinda olan poseti gosterdi bana.

Feriha: kac tane aldin ya?
Emir: iki paket, bir pakette bes tane var. Emin olalim istedim. E hadi.
Feriha: Tamam kalktim kalktim dedim gulumseyerek.

Yatagin uzerindeki poseti alip banyoya dogru yurudum. Her testi yapip, cizgilerin belirmesi icin lavobonun uzerine biraktim. Emir ise kapiyi calip duruyordu.

Feriha: gel tamam birlikte bekleyelim dedim kapiyi acarken. Ikimizde lavobonun uzerine abanmis, onumuzdeki on testte ikinci cizginin belirmesini bekliyorduk. Emir birden koluma dokundu;
Emir: Feriha ! dedi en heyecanli sesiyle, ve eline aldigi testi gosterdi; feriha bunda ikinci cizgi var !

Lavobodaki diger teste takildi gozum, onda da ikinci cizgi beliriyordu;

Feriha: Emir ! buda! Dedim gulerek.
Emir: buda dedi baska bir testi alirken.
Feriha : hamileyim galiba.
Emir: SEVGILIM! Dedi kollarini belime dolayip, beni kucagina alirken. Cok seviyorum seni diyordu dudaklarini bir dudaklarima bastirip, bir geri cekip, daha sonra hizlica dondurdu beni; ya baba oluyorum ben ! Her seyim benim! Cok seviyorum seni, cok seviyorum seni.
Feriha: hamileyim.. ya ben hamileyim, tekrar ! ilk bebegimi dusurmeme ragmen hamileyim! Emir! Surekli dudaklarimi Emir’in dudaklarina, yanaklarina bastiriyordum. Anne olacagim simdi ben.
Emir: Sevgilim.. dedi kollarini sikica etrafima dolarken.
Feriha: hayatimin en mutlu gunlerinden biri bugun.
Emir: beni dunyanin en mutlu erkegi yapiyorsun sen dedi gulumseyerek.
Feriha: tam Emir’I tekrar opucektim ki, onu kendimden itip, arkami denip tuvalete dogru egildim. Emir tekrar saclarimi tutmustu. Bitirdikten sonra, hemen sifonu cekip, dislerimi fircaladim, Emir ise bana bakiyordu dikkatlice;
Emir: iyi misin? Diye sordu korkan gozlerle.
Feriha: yok bir sey, olur Emir bunlar, ilk hamileligimde bile olmustu, jinekologumda zaten olur diyor.
Emir: Emin misin? Istersen bak gidelim, bir doktoruna git, sonra geri gelelim.
Feriha: sacmalama, gayet iyiyim ben, donunce giderim. Hem benim karnim acikti, kahvalti etmiyor muyuz hala dedim gulumseyerek.
Emir: sence ben seni ve prensesimi ac birakir miyim? Uzerini degistirdigin an cikabiliriz dedi gulumseyerek, yada istersen odaya soyliyeyim.
Feriha: yoo, disari cikalim, central park’in orada bir yer var, harika kahvalti tabaklari var.
Emir: bana uyar dedi gulumseyerek.

Bavuldakileri hala dolaba yerlestirmemistim, o yzuden bavula gidip, ince bir bluz, yuksek bel, beyaz bir keten pantolon, altina da rahat yuriyim diye dolgu topuk ayakkabilarimi giydim. Saclarimi tepeden alerin topuzu yapip, siyah, duz, sacima bir bombe versin diye ince siyah bir sac bandi taktim ve Emir’e dogru dondum.

Feriha: hazirim ben.
Emir: harika o zaman dedi gulumseyerek, ve sehpanin uzerinden cep telefonunu, cuzdanini alip, yanima geldi ve elimi tuttu. Oda kartini alip, birlikte otelin disina dogru ciktik.

New York City, her zamanki kalablaigndaydi. Zaten burasi zaten 44. Avenue’ydu, New York’un , hatta Amerika’nin kalbi olan Times Square’den sadece 2 Ave uzakliktaydik. Central Park’ta hatirladigim akdariyla 60ta basliyor, 90’a kadar gidiyordu.

Feriha: otelimiz gobeginde olsaymis New York’un.
Emir: camdan bakinca Empire State Building gozukuyor.
Feriha: ciddi misin sen?
Emir: bugun oda var planimizda. Kahvaltidan sonra briaz central parkta geziniriz, kanoya falan bineriz, hatta bisiklet turuda yapariz birlikte, ama yorulursun belki ya simdi-
Feriha: uf Emir sacmalama!
Emir: tamam, istersen yapariz, sonra Times Square’e gideriz, daha sonra istersen ozgurluk anitina gidelim ama yani ben kac kere gittim, hic sevmiyorum, sende gitmissindir bin kere, kocaman yesil bir sisko kadin yani.
Feriha: ozgurluk anitini soyle anlatan bir sen varsin yani.
Emir: ahah. Neyse, sonra mumya muzesine gideriz, sende cok begendigin Channing Tatum’un mumyasiyla fotografini cektirirsin, sonra Akvaryuma gideriz vaktimiz kalirsa, koskca nyc akvaryumu sonucta, o zamana kadar aksam olur, hem cok yormayalim dimi guzelliklerimizi dedi gulumseyerek. Emir’in elini kavrayip, new york’un kargasisinin arasinda, dunyanin en iyi sevgilisi, en iyi esi, ve buyuk ihtimal en buyuk babasi ile central parka dogru yurumeye basladim.
http://www.facebook.com/pages/Adini-Feriha-Koydum-Senaryolari/138839159530641