--->

   
  Adını Feriha Koydum Senaryoları
  Senaryolar
 
=> Daha kayıt olmadın mı?



Senaryolar - Sen Misin Bana Cirkin Diyen ?! 92.Bolum

Burdasın:
Senaryolar => ~Senmisin Bana Çirkin Diyen~ => Sen Misin Bana Cirkin Diyen ?! 92.Bolum

<-Geri

 1 

Devam->


lola34
(şimdiye kadar 313 posta)
09.03.2012 12:37 (UTC)[alıntı yap]
Feriha-

Sabah uyanmama neden olan, yatagimizin basindaki sehpanin uzerinde duran telefonun rahatsiz edici alarm sesiydi. Telefonu elime aldigimda saatin yedi oldugunu farkettim. Hazirlanmak icin bir saatimiz vardi ikimizinde. Yataktan yavasca kalkip, kendimi banyoya attim. Cabuk hazirlanmam gerekiyordu ve benim hala uykum vardi. Uzerimdeki geceligi cikarip, yere kaymasina izin verdim, ic camasirlarimida cikarip, kendimi soguk suyun altina biraktim. Soguk su beni gercekten kendime getirmisti, dustan ciktiktan sonra havluyu vucuduma sarip, saclarima da bir havlu sardim. Yataga dondugumde Emir’in hala uydugunu farkettim, birlikte uyurken bana sardigi kolunu simdi yastigima sarmisti. Basimdaki havluyu tutarak ona dogru egilip, islak dudaklarimi hafiften sakallarinin cikmis oldugu yanagina bastirdim.

Feriha: gunaydin sevgilim.
Emir: saat kac dedi carsafi basina cekerek.
Feriha: yediyi ceyrek geciyor, hazirlanmak icin kirk bes dakikan var Emir diyip, carsafi basindan cekmeye calistim.
Emir: bes dakika daha, lutfen.
Feriha: hadi Emir ya, bak senin yuzunden ucagimizi kaciracagiz.
Emir: Feriha lutfen dedi bikkinlikla.
Feriha: Emir hadi lutfen dedim elimi yanagina koyarak, oda en sonunda gozlerini acti. Yuzunu eksiterek yatakta diklesti ve basini bana dogru uzatti. Dudaklarimi hizlica dudaklarina bastirip, yataktan kalktim.
Emir: ben dus aliyim, anca ayilirim.
Feriha: tamam tatlim, kahvaltiyi nereye hazirlasinlar?
Emir: hic kahvaltilik halimde degilim, sadece kahve istiyorum.
Feriha: iyi peki sen bilirsin dedim dolaba dogru yuruyerek.

Ucaga binecegimiz icin rahat giyinmek istedim. Disarisi baya sicakti bugun henuz Haziran ayinin basi olmasina ragmen. Dolaptan bir tane kisa, kot sort cikartip, uzerine ince, dirseklerimde olan, hafiften transparan olan bir gomlek cikardim. Uzerimi giyindikten sonra, basimdaki havluyu cikarip, sikica saclarimi taradim. Emir dus aliyordu ama benim sacimi kurutmam lazimdi, dolayisiyla kapiyi tiklatip, direk iceri girdim. Emir dusan cikmis belinde havlu ile duruyordu.

Feriha: ne yapiyorsun ya, gidip giyinsene?!
Emir: simdi cikiyordum Feriha ya, azicik sabret dedi bikkinlikla.
Feriha: gec kalacagiz diye panik yapiyorum dedim aceleyle saclarimi tararken.
Emir: gec kalmayiz korkma dedi ve goz kirpip, banyodan cikti.

Saclarimi hemen kurutup, hizlica duzlestirdim. Fondotenimi alip, uykusuzlugun olustudugu mor halkalari kapatip, pudram ile yuzume surdugum fondotenin her yerde esit durmasini sagladim. Ucuk mavi farimi alip, far fircasi ile gozlerimin ic kismina dogru, koyu mavi fari ise gozlerimin ucuna dogru surup, gozumun ic, ust kisimina siyah kalem surdum cok ince bir sekilde. Rimelimide surup, dislerimi fircaladim hemen. Ucuk pembe bir allik, ve cok belli olmayan, mat bir tonda olan pembe rujumu surdukten sonra hazirdim. Parfumumu sikip, aynada son bir kez kendime baktim ve odaya dogru yurudum. Emir uzerini giyinmis, bilgisayar cantasi buyuklugunde, kucuk bir valize bir seyler koyuyordu. Bende dolaptan Hande’nin bana hediye olarak almis oldugu, en cok kullandigim cantalardan biri olan koyu louis vuitton cantami alip, icine dergi, telefon, kitap, kulaklik, mkayja cantam, gerekli her seyi koymaya basladim. Bir yandan da Emir ile son bir kez gidince neler yapacagimizi konusuyorduk. Ben hala hazirlanmaya calisirken, Emir hazirlanmis, yatakta oturmus, ipadinde bir seyler yapiyordu.

Feriha: ne yapiyorsun sen? Dedim cantamin icine kalan son seyleri koyarak.
Emir: hiic, takiliyorum oyle, sen hazir misin?
Feriha: cantamin fermuarini cekerek hazirim dedim.
Emir: hadi o zaman?
Feriha: yanliz dolap fa-
Emir: bosver onlari, eve yollayacaklar herseyi.
Feriha: peki o zaman dedim gulumseyerek.
Emir: hadi gec kalacagiz dedi elimi kavrayip, suitten cikarak. Birlikte asonsorlere dogru yuruduk, asagi indigimizde, lobideki kiz, ikimize de gulumsedi;
Merve: tekrar tebrik ederiz efendim, iyi seyahatler.
Emir: tesekkurler dedi gulumseyerek

cikisa dogru yuruduk. Vale arabamizi getirdikten sonra, arabaya binip, hava alanina dogru gitmeye basladik. Yoldayken Emir’in gozu benim ayaklarima kayip duruyordu, en sonunda;

Emir: senin ayaginda topuklu mu var?
Feriha: dolgu topuk.
Emir: ama hala topuk.
Feriha: ee?
Emir: Feriha 10 saat ucakta olucaksin?
Feriha: ben aliskinim
Emir: ileride kizlarimiz senin gibi olacaklar diye cok korkuyorum dedi gulerek.

Konusa konusa hava alanina gelmistik, arabayi otoparka birakip, iceri dogru yuruduk. Iceri girdigimizde Koraylar ve Cagataylar ile karsilastik.

Koray: oo, evli cift geliyor dedi gulerek.
Emir: naber kardesim dedi Koray ile her zamanki aralarinda olan tokalasmalarini yaparken.
Hande: canim dedi kollarini boynuma dolarken.
Feriha: nasilsiniz dedim Hande ve Heves’e bakarken.
Heves: iyilik
Emir: ee? Check in hangi bankoda?
Koray: ucus numarasi tk 002 degil mi? turk hava yollari, direk, new york.
Emir: evet.
Koray: tamam, a43. Buradan dedi onumuzde ilerleyerek.

Biz de arkalarindan gidip, check in sirasina girdik. Sira bize geldiginde, pasaportlarimizi verdik gorevliye. Ucus kartlarimizi ve pasaportlarimizi geri aldiktan sonra, Hande’lerin getirmis olduklari bavullari verdik, ve onlarin yanina geri donduk.

Heves: e gidiyor musunuz siz simdi? Dedi dudak bukerek.
Feriha: cok degil ki, bir ay falan sonra geliriz.
Hande: sen bir ayda hayatta donmessin, insan rahat rahat alisveris bile yapamaz dedi gulerek.
Feriha: ozlerim ben ulkemi olmaz oyle sey dedim gulumseyerek.

Hep birlikte, pasaport kontrolune dogru yuruyorduk. Onune geldigimizde, herkese tek tek sarildim. Daha sonra tekrar Emir’in elini kavradim. Iyi eglenceler demisti hepsi biz siraya girerken, tam ilerliyorduk ki, Emir birden durup, Koray’a dogru arabasinin anahtarlarini firlatti.

Emir: arabam otoparkta, birine aldirtirsin dedi, ben ise Emir’in unutkanligina gulerek ilerlemey devam ettim.

Sira yoktu zaten, pasaportlarimizi verip, cikis yapti damgasi vurulduktan sonra, son bir kez daha el sallayip, Emir ile birlikte gate’e dogru yuruduk. Zaten ucaga almaya baslamislardi bile, biz her seye oldugu gibi, bunada kil payi yetistigimiz icin. Hemen gate gidip, son kontrollerden gecip, biletlerimizi verip ucaga gectik. Business koltuklarinin genisliginden dolayi yan yana iki koltuk sadece ortada vardi, dolayisiyla ikimizinde koltugu ortadaydi.

Normalde ucak yolculuklarindan nefret ederdim, ama Emir’in kollarinin icinde, fena gecmemisti. Zaten cogu zaman uyumustum. Ucaktan inip, gumrukten gectikten sonra bavullarimizi alip, kendimizi New York’un kirli havasinin iine attik. Etraf gurultu icerisindeydi. Defalarca gelmistim New York’a, zaten JFK havalanani her zaman boyle olurdu, ama bugun acayip kalabalikti. Hemen bir taksiye bindik ikimizde. Otele geldigimizde, kapidaki kisiler hemen bavullarimiz aldilar, bizde lobideki resepsiyona dogru yuruduk.

Jennifer: welcome to our hotel sir. (otelemize hosgeldiniz efendim)
Emir: hey, we have reservations under Sarrafoglu, I think its supposed to be one of the king suites. (merhaba, Sarrafoglu altinda rezervasyonlarimiz var, suitlerden biri olmasi gerekiyor sanirim)
Jennifer: yes, Emir and Feriha Sarrafoglu? (Evet, Emir ve Feriha Sarrafoglu?)
Emir: yeah. (evet.)
Jennifer: Can I see your id? (kimlik gorebilir miyim?)

Emir kimligini uzattiktan sonra;

Jennifer: she is going to lead your guys to your room. Enjoy your honeymoon (hanimefendi odaniza gitmenize yardimci olacaktir, iyi balayilari.)
Emir: thank you(tesekkurler)

Emir tekrar elimi kavrayarak, onumuzdkei kadini takip ederek odamiza ciktik. Daha dogrusu evimize. O kadar genisti ki, kocaman bir oda, salon, mutfak, kocaman bir banyo vardi. Yatagin bulundugundaki oda Empire State binasina bakiyordu. Camdan disari bakildiginda, New York’un isiltili sokaklarinin harika manzarasi vardi. Camdan uzun sure dikkatli aktigimda bir sey carpti gozume. Bulundugumuz yerden kisa olan apartmanlarin isiklarinin yanmasina dikkatlice bakinca “Seni Seviyorum “ cikiyordu. Inanamamistim, bir kac kere gozlerimi kirpistirip, gercek olduguna emin olmak istiyordum. New york’un ortasinda olusan bir seydi bu, Emir bunu nasil yapmisti anlamamistim. Arkami dondugumde, duavara yaslanmis bir sekilde gulumseyerek benim buyulenisimi izledigini gordum. Hemen kosup, kollarimi boynuna doladim.

Feriha: sen gercekten harikasin ! dedim dudaklarimi sikcia dudaklarina bastirarak.
Emir; hosuna gitti mi?
Feriha: Emir sen saka misin ?! New Yorktayiz, ve seni seviyorum yaziyor isiklarla ! Evet, hosuma gitti ! Ya inanmiyorum sana dedim tekrar sarilarak. Ay benim fotografimi cekmem lazim bunun, fotograf-
Emir: otelden cektiler bile.
Feriha: ya Emir dedim gozlerimden gelen yaslara hakim olmayarak.
Emir: Sss, ama bak dedi gozyaslarimi parmagi ile silip, parmagindaki gozyasimi operek.
Feriha: sen harikasin dedim gozlerinin icine bakarak.
Emir: seni seviyorum dedi gozlerinin ici ile birlitke gulumseyerek.
http://www.facebook.com/pages/Adini-Feriha-Koydum-Senaryolari/138839159530641

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 358
Bütün postalar: 444
Bütün kullanıcılar: 151
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
  Bugün 89 ziyaretçi (163 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol