--->

   
  Adını Feriha Koydum Senaryoları
  Senaryolar
 
=> Daha kayıt olmadın mı?



Senaryolar - İlk BAKIŞTA Aşk | 20. Bölüm

Burdasın:
Senaryolar => ~İlk Bakışta Aşk~ => İlk BAKIŞTA Aşk | 20. Bölüm

<-Geri

 1 

Devam->


lola34
(şimdiye kadar 313 posta)
14.02.2012 19:11 (UTC)[alıntı yap]
Genç adam ayırdı kendini Feriha'dan.

Eğer bir an önce durmazsa onu bırakamayacağını biliyordu.

Ağnını Feriha'nın ağnına dayadı genç adam.



E: Bunu yapma.. yap ama senden ayrılmam gerken yerlerde yapma. Sana karşı koyamıyorum anlasana.

F: Özür dilerim.

E: Kızmıyorum, istesem şuan bile devam ettirebilirm bu öpüşmeyi, fakat biri içeri girerde görürse bizi utanıcaksın, yerin dibine girmek isteyeceksin. Bende bunu hiç istemem.

F: Çok düşüncelisin bakıyorum..

E: Çoook.

F: Seni seviyorum biliyorsun bunu değil mi?

E: Biliyorum.. neyi merak ediyorum biliyor musun?

F: Neyi?

E: 9 ay sonra hayatımızda nelerin değişeceğini.

F: Valla 9 ay sonrayı bilmem ama o 9 ay içerisindeki aylarda ben dobiş olacağım.

E: Sanırım bu konuyukonuşmuştuk?

F: Evet ama-

E: Aması falan yok Feriha. Hadi marş marş..

F: Böyl-

E: Böyle yapma deme boşuna yaparım ben. Hadi ama..

F: Pöf! Tamam.



Çiftler Günak Doktor'un odasından çıktılar.

Aysun Ünal ve Güna Hanım konuşuyorlardı.

Yanlarına gittiklerinde Emir sevdiği kadın ile vakit geçirmek istedi.



E: Baba siz dönün eve.. biz biraz solaşalım.

Ü: Olur oğlum tamam.. dikkat edin ama.

A: Abur cubur yemekte yok!

F: Ah tabii..



Aysun Hanım sıkıca sarıldı Feriha'ya.

Genç kadın her sarılışta dahada destek alıyordu Aysun Hanım'dan.

Alışıyordu yeni ailesine, annesine, babasına.

Kısa sürede hastaneden çıkmışlardı.

Genç babaanne ve dede adayı arabalarına binip uzaklaştıular.

Emir ve Feriha ise el ele sahile inip yürümeye başladılar;



E: Sence ilk anne mi diyecek.. yoksa, baba mı?

F: Baba.

E: Nereden biliyorsun bebekler ilk anne dermiş bence anne diyecek.

F: Baba diyecek!

E: Tamam aşkım kızma baba desin sorun yok.

F: Ya Emir.. ilk dişini çıkarırken çok ateşleniyormuş bebekler.

E: Doğal aşkım. Benimede ateşim çıkmış, havale bile geçirmişim.

F: Ama ben çok korkarım, bir şey olacak diye.

E: Olmaz merak etme.. bak bana, olmuş mu bir şey?

F: Maşallah maşallah turp gibisin.

E: E yani.

F: 25 yaşında baba olacaksın. Çok tuhaf.. ve güzel.

E: Sende 21 yaşında anne olacaksın.

F: Aa- doğru. Ne kadar gencim ya.

E: Olsun. Bebeğimiz sana anne desin anneanne değil. Bence ideal yaş.

F: Şebek!



Genç kadın eliyle vurdu Emir'in kafasına.

Emir ise Feriha'nın boynuna öpücük kondurdu.



Genç çift kısa süreli sahil turundan sonra eve gelmişlerrdi.

Ev kapısının önüne geldiklerinde genç adam zile bastı.

Onları karşılayan Kiraz Teyze oldu.

İçeri geçer geçmez Aysun Hanım Feriha'nın koluna girdi.



A: Feriha'cım sen benimle geliyorsun-

E: Anne bak ikidir sevgilimi elimden alıyorsun-

A: Çok konuşma bakiyim sen. Hem odaya çık sana bir kurye geldi. Yatağının üzerine bıraktım.

E: Tamam bakarım şimdi.



Babanne adayı keyifle genç kadını bodrum katına sürüklerken,

Emir'de ağır adımlarla merdivenlerden çıkıyordu.

Odaya yavaşça girdi. Üzerindeki t-shirtü çıkarıp yatağa fırlattı.

Daha sonra kuryeden gelen kutuya odakladı gözlerini.

Eline aldığı gibi dışındaki kargo ambalajını yırttı.

İçinden taba rengi bir kutu çıktı.

Kutunun kapağını açtığında kırmızı bir kağıtta yazılan not gözüne çarptı;



"Feriha'ya dikkat et.. çok az zamanı kaldı. Onu mutlu etmeye bak. Mutluluğa ihtiyacı var. Ve ona faazla alışma derim ben. Sonra ayrılması zor olur. Kutunun içinde ki defteri al ve tarihlerde 2012'ye bak. F harfinin olduğu sayfadan Feriha'nın adını bul."



Genç adam nottan hiç bir şey anlamamıştı.

Hızla defteri eline aldı. Çok eski bir defterdi.

1960 yılından 2012'ye geldi.

F harfini açtı ve Feriha'nın ismini aramya başlamıştı.

Bulduğunda ise gördüğü manzara aklını dahada karıştırmıştı.



E: Feriha, Yılmaz, kordon, kan, çaresizlik.. ulaşılmazlık ve Rüveyda?



Rüvayda? Rüveyda ne ki yada kim ki.

Genç adam bunları düşünürken odanın kapısı açıldı.

Genç adam hemen defteri kapadı.

Ferihai çeri girince Emir'in elindeki defteri görünce ufak çaplı bir şok geçirdi.



F: S-sen onu.. nereden, buldun?

E: Ben mi? Şey kuryeden gelmiş.

F: Kim göndermiş!

E: Bilmiyorum Feriha! Neden bağırıyorsun ki!?

F: Ben bağırmıyorum!

E: Bağırıyorsun! Ne var bu defterde ne anlamı var.

F: O defterde..

E: Evet .. ne var!?

F: Tire kasaba-sında..ki. Ölmüş ve .. öle-cek olan ka-kadınların isimleri ve.. ve ölüm- nedenleri.

E: Ölen ve ölecek olanlar mı?

F: E-evet.



Genç adam ne olduğu anlayamadan

Defterdeki ve nottaki yazıları aklına getirdi.

"Feriha'ya dikkat et.. kordon.. Onu mutlu etmeye bak!

Kan..ona faazla alışma.. çaresizlik.. ayrılması zor olur.. ulaşılmazlık ve Rüveyda?"

Rüveyda?



E: Feriha.. Rü-Rüveyda ne?

F: İkinci adım ama sen nerden biliyorsun?!

E: Tu-Tuana demişti.

F: Emir bak o defteri okumadın değil mi!?

E: Okumadım Feriha. Hem okusamda ne olacak ki? İnanıyor musun şu saçma şeye!?

F: Okursan sen inanırsın. Neyse tamam. At o defteri.

E: Atarım.



Genç adam o defterin gizemini çözmeyi düşünene kadar akşam olmuştu.

Saatin 19.30 olduğunu gören Emir hemen üzerini değiştirip evden çıktı.

Arabasını Koray'ın evine sürdü. Tuana ile konuşması gerkiyordu.

Kısa sürede geldiği evin kapısını Tuana açmıştı.



E: Tuana seninle konuşmamız lazım!

T: Tama geç otur sen. Koray'ı çağırayım ben geliyorum.



Genç adam içeri doğru yürüdü.

Tuana ve Koray'ı beklerken tırnaklarıyla uğraşıyorduç

Sabır noktası taşmıştı artık.

Beş on dakikaya Koray ve Yuana salona geçtiler.



K: Hoş geldin kardeşim.

E: Hiç hoş gelmedim. Tuana sana sormam gerken şeyler var.

T: Tamam sor dinliyorum.



Genç adam kurye meselesini olduğu gibi anlattı.

Tuana ilk başlarda şaşırsada geçmişten kalma bölye bir defter olduğunu biliyordu.

Fakat Feriha'nın adının yazdığı bilmiyordu. Tahmin dahi etmemişti üstelik.



T: Bu saçmalık! Hem de çok saçmalık.

K: Aynen yani kim neden bölye bir şey gönderiyor ki sana?

E: Bilmiyorum! Hiç bir şey bilmiyorum. İlk başlarda Hande yollamıştır dedim ama Feriha defteri görünce öyle tepki verince.. demekki gerçekten böyle bir şey var.

T: Defteri getirdin mi?

E: Evet burada al bak.



Genç adam uzattı defteri Tuana'ya.

Tuana ise biraz karıştırdıktan sonra.



T: Feriha'nın annesi.. 3 sene önce vefaat etti.. kanserden.

K: üç sene önce o zaman yıl 2009'da. Bak hemen Tuana.

E: Annesinin adı neydi ki?

T: Zehra. Evet buldum. "Zehra Yılmaz, kan, kanser, vakit darlığı"



Tuana elinden düşürdü defteri.

Gözlerini sabit bir noktaya dikti.

Emir ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.



E: Ne oldu? Tuana cevap ver!?

T: Fe-feriha'nın annesi.. Zehra teyze. Kan-kan kanseriydi. Vakit çok geç olduğu için kurtaramadılar.

K: Ya-yani defter-

E: Defterdekiler doğru mu?! Cevap ver!

T: Sa-Sanırım.



Genç adam ne yapacağını bilemedi.

Nefes alamadı, gözleri karardı.



E: Be-ben Feriha- Feriha'nın yanına gitmeliyim.



Dediği gibi çıktı evden.

Arabanın sürati gittikçe fazlalaşıyordu.

Radyoda o sıra bir şarkı çaldı.



Ölürsem yalnızlıktan

Ve senin kötü kalbinden

Fikrimin dikenlerinden

Batıyorsun, hala derinden



Acıyor, acıyor, acıyor

Her yolu denedim, bitmiyor

Kalbimin ortasına bıraktın aşkını, batıyor.



Sakın gelme istemem

Çok korkuyorum senden

Bu muammalı halden Çek çıkar elini kalbimden



Bin türlü ihtimali düşünüyorum

Aklına gelmiyor muyum bilemiyorum



Acıyor, acıyor, acıyor

Her yolu denedim, bitmiyor

Kalbimin ortasına bıraktın aşkını, batıyor.



Genç adam uzun süredir tuttuğu gözyaşlarını sonunda bıraktı.

Sevdiği kadın.. belkide yıllar sonra aşık oldu.

Ama onuda kaybedecekti.

Hemde bir defter yüzünden.. ama- ama bu çok saçma.

Bir defterde yazılana inanacak kadar aciz biri değildi Emir Sarrafoğlu.

Hızla sildi göz yaşlarını.

Arabayı park etmeden direk yolun ortasına bıraktı.

Eve girerken anahtarı Kiraz Teyze'nin kocasına verdi.

İçeri girer girmez Feriha'nın yanına çıktı.

Genç kadın aynanın karşına geçmiş göbeğini okşuyordu.

Emir hızla Feriha'nın yanına yaklaşıt.

Kollarını tuttu, kızarmış gözlerini Feriha'nın yeşillerine dikti.

Daha sonra sıkıca sarıldı ona. SIKICA!

Genç kadın ne olduğu anlayamamıştı ama Emir'in hıçkırık seslerini duyuyordu.

Hıçkırık seslerinden sonra Feriha'da sarıldı Emir'e.



E: Beni bırakma.. söz ver bana.

F: E-emir-

E: Söz ver bana.

F: Veremem.

E: Söz ver bana!

F: Emir- üz-üzgünüm.

E: Feriha- lü..lütfen. Yalvarırım söz ver bana.

F: Yapamam. Yapamam..



Feriha ayırdı kendini Emir'den.

Koşarak girdi banyoya.

Kapıyı kapatır kapatmaz yaslandı kapıya.

Feriha'da ağlıyordu işte.

Hıçkırıkları Emir'e kadar gidiyordu.

Genç adam yere yığıldı.



E: Böyle bir şey olmayacak işte olmayacak! Yanımda olacaksın bırakmayacaksın beni! Duyuyor musun?! Bırakmayacaksın!



Genç kadın duyuyordu Emir'i.

Ama söz veremezdi.

Annesindeki hastalığın genetik olduğunu biliyordu.

Bir gün ondada teşhis edilmesinden korkuyordu.

Kendini hazırlamıştı zaten kansere.

Fakat genç adamın derdi bu değildi.

Defterdeki yazılardı.

Nottaki yazı.

"Ona fazla alışma, ayrılması zor olur!"
http://www.facebook.com/pages/-Ad%C4%B1n%C4%B1-Feriha-Koydum-Senaryolar%C4%B1-/218741678154954 ALINTI.

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 358
Bütün postalar: 445
Bütün kullanıcılar: 151
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
  Bugün 33 ziyaretçi (112 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol