lola34
(şimdiye kadar 313 posta) | | Aynanın karşına geçip kendini süzdü,
Saçlarını düzeltirken;
E: Abi ben yakışıklıyım ya. Beğenir beni değil mi?
K: Beğenmezse kız değil lan!
E: Sen ne ara geldin?
K: Kendinle konuştuğundan beri.
E: He iyi o zaman .. kardeşim iyi olmuş muyum?
K: Olmuşsun olmuşsundaa.. saçların | Koray Emir'in saçlarını düzeltti
K: Biraz şekli kaymıştı. Düzeltildi.
E: Sağol kardeşim! | Dedi ve sarıldı genç adam arkadaşına.
Gerçekten iyi bir dosta sahipti Emir.
Koray olmasa babasına onca lafı söyleyemezdi bile.
Genç adam son kez kendini süzüp çıktı otelden.
Arabasına atladığı gibi Tire'nin yolunu tuttu.
BÖLÜM 5
Emir-
Ben izmiride bilmiyorum ki Tire'yi bileyim.
Tamam bir kitapta okumuştum.
Yani Tire hiç yabancı gelmiyor ama ..
Of Emir valla bindin bi alamete gidiyorsun nereye belli değil be oğlum.
~ 1 bucuk saat sonra
Genç adam sora sora buldu Tire'yi.
Kasabanın tam girişinde bekliyordu Emir onu;
E: Off ..
F: Hoşgeldin | dedi genç kadın gülümseyerek.
E: Hoş bulduk bulmasınada dediğin kadar varmış. Gel gel bitmedi.
F: Öyle yani.
E: Ee ne yapacağız. | Bu sırada yolda yürüyorlardı.
F: Aslında bugün izin aldım iş yerinden. Yani tüm gün gezebiliriz. Hem sana çok gizli bir yer göstereceğim.
E: Na-nasıl gizli?
F: Gizli derken benden başka kimse bilmiyor kimseye bahis etmedim anlamında. Korkma!
E: Yok ne korkacağım ya.
F: Bilemem artık. Kustun ya artık herşeye hazırlıklıyım ben | histerik bir hakkaha attı genç kadın.
E: Hiç komik değil bir kere!
~
F: İştee.. burası!
E: Burası bir kulube. Hemde ormanın içinde. Feriha burada bize bir şey olsa.. kim bilir kaaaç yüzyıl sonra kemiklerimizi bulurlar.
F: Saçmalama ne olabilir ki? Bak şu dolapta dilek balonları var. Eğer gecede burada kalırsan dilek dileriz.
E: Şey- tabi kalırım yani sende istersen.
F: Benim için sorun olmaz senin içinde olmazsa-
E: Yo-yok olmaz | Emir sevinmişti bu duruma aslında.
~
Klubeden sonra Feriha Emir'i evlerine getirmişti;
F: Dedeee .. dedee.
S: Efendim Feriha.
F: Dede bak bu arkadaşım. Kendisi işi için İzmir'e geldi bende buraları gezdiriyorum işte. Emir bu Sami dedem.
E: Merhaba efendim.
S: Merhaba yavrum. Geç otur.
Koyu bir sohbete daldılar. Emir çok beğenmişti bu ortamı.
Bir aile oldukları eve girmeden belli oluyordu.
Sahi Emir'in bir ailesi varmı yok mu o bile belli değildi.
Ünal bey her gün gelir işlerden bahis eder.
Aysun hanım ise günlük manikür pedikür.
Ne zaman ailecek oturup keyifli bir sohbet yaptılar?
-HİÇ!
~
Emir-
Gece olmuştu o klübedeydik.
Feriha dışardaki çimlere kilim gibi birşey serdi.
Evdende piknik sepeti gibi bir sepet almıştı.
Onun içinden yiyecek abur cubur çıkardı.
Şimdide klübeye girdi;
E: Ne yapıyorsun gelsene.
F: Dilek! Dilek dileyeceğiz. Of balonlar burdaydı.
Sitem ediyordu çok tatlı olduğunu kaç kere söylemem gerekiyor bilmiyorum ama çok tatlı.
E: Tamam önemli değil gel şuraya.
F: Heh buldum! Geliyorum bekleeee..
Bu kız çok çocukca davranıyor. Sanırım benide kendine çekmeyi böyle başardı.
F: İşte! Hangi renk istersin küçük bey? Baştan söyleyeyim ben sarıyı alırım.
Çok heycanlı heycanlı konuşuyordu. Küçük bir kız edası vardı yüzünde. Beyaz teninde.
E: Ne renk var bana?
F: Imm- bir bakayımmm.. Yeşiiiiiilll.. Mamiiii-
E: Mami?
F: Küçükken maviye mami dermişimde.
Gülüyordu. Benide güldüüyordu.
E: Ee başka?
F: Sonraa.. Moooor, pembeee veeee Kırmızıııı
Masum masum bakıyordu.
E: Şey- bilemedim yardım etsen.
F: Ama Emir bu senin dileğin lütfen mızıkçılık yapma!
E: Tamam tamam mavi olsun.
~
İki gençte fileklerini dilemek üzere kalktılar yerlerinden
Genç adam;
Hep benimle olsun! Gülmeye, huzura ..çok ihtiyacım var.
Genç kadın ise;
Hislerim beni yanıltmasın. Lütfen.. lütfen!
Dileklerini diledikten sonra ikiside birbirlerine baktılar ve masumca sırıttılar.
Sonra kalktılara kilimlere geri oturdular.
Sohbet etmeye başladılar
~
İstanbulda işler karışıktı.
Hande Emir'lerin evine gitmiş,
Emir anne ve babasına sitem ediyordu.
Ünal'ın ve Aysun'un başı artık çekemiyordu bu sarı çiyanı;
H: Ünal baba anlamıyorsunuz benim Emir'e ihtiyacım var. Beni sevmiyormuş Koray söyledi.
Ü: Seeviyor kızım seviyor. Sevmez olur mu hiç?
H: Beni kovmaktan beter etti herkesn önün küçük düşürdü.
Ü: İşlerden dolayıdır.
Ünal-
Ah Emir ben sana bunu hesabını ödeteceğim. Göreceksin..
~
İki genç İstanbulda olanlardan habersiz oturan konumdan yatar konuma geçmişlerdi.
E: Ee
F: Ee?
E: Sevgilin varmı?
F: Yok-
E: Peki ya sevdiğin?
F: Sence bir sevgilim ya da sevdiğim olsa burada olur muyum?
E: Olmaz mısın?
F: Tanıdığın diğer kızlar nasıl bilmiyorum ama ben öyle birşey yapmam.
E: İHanet yok yani.
F: İhanet olursa sevgi olur mu?
E: OLMAZ!
E: Öylesine güzel seviyorum ki seni; öylesine saf, öylesine temiz, öylesine derin ve öylesine değil ...
F: Bu nereden çıktı şimdi?
E: İçimden..
F: Lügatında aşık olmakta var yani?
E: Var.. aşk olmazsa kim olur ki?
F: Bende yok ama ben varım.
E: Var mısın?
F: Of kafamı karıştırma..
F: Emir- bak bak yıldız kaydı.
E: Bu demek oluyorki-
F: Bu demek oluyor ki dileklerimiz gerçekleşecek ihi çok güzel.
E: Çok masumsun.
F: Öylemiyim?
E: Öylesin
Genç adam şuan sarılmak istiyordu, öpmek, koklamak istiyordu genç kadını.
Ama onu kaçırmak istemiyordu ellerinden. Daha ona sahip bile değildi.
Genç kadın soru yöneltti;
F: Aşk acısı.. geçer mi?
E: Geçer sanırsın ama geçmez. Daha az akla gelmeye başlar, alışıyorum galiba dersin.. arkadaşlardan biri görmüştür onu.. biriyle, bir yerde bir şeyler içerken. Boğazın kurur, yutkunamazsın.. ama geçmez.
F: Örneğin, alışverişe çıkarsın bir mağazaya girersin.. öyle bir şarkı çalmaya başlar ki.. hatırlatır,dağıtır.. geçmez.
E: Telefonun ekranında duvar kağıdı değildir artık, kendinden bile sakladığın bir fotoğrafını görürsün aklındaki galeride.. gözüne çarpar, hatırlatır.. vurur, geçmez.
F: Birde şu var, rehberden adını silmişsindir, numara aklından geçip gitmez..
E: Başka birini basmak istersin kanayan yaranıza. Saçı onun gibidir, gözleri onunkiler gibi kocaman.. sesi onunki gibi ince.. bakarsın, gördüğün o değildir. Hayal kırılır, parçalar esner.. dağılır, ama geçmez..
F: Acır ama geçmez.
E: Öyle .. hep öyle olmuştur zaten.
F: Hep öyle oldu zaten.
E: Feriha-
F: Hı..
E: Ben seninle olmaktan çok mutluyum.
F: Öyle mi?
E: Hı- hı
Gülümsedi genç kadın.
Emir kafasını Feriha'ya çevirdi.
Gözlerii.. ay ışığında daha farklı bir renk ti sanki.
Tamam bakıyorsun ama içine düşecekmişsin gibi oluyorsun.
Kayboluyorsun içinde.
F: Emiiir!
Dedi genç kadın birden.
E: Efendim.
F: Farkettin mi?
E: Neyi?
F: Gözyaşların sıcaktır ama üşürsün ağlarken.
E: Titrersin.. evet farkettim..
F: Ben ağlayınca nefesim kesilir.
E: Ben- ben hiç ağ-
F: Ben hiç ağlamadım deme sakın! Ağlamışsındır.
E: Peki peki ağladım ..
~
İki genç kaç saattir konuşuyorlardı.
Aslında sadece birbirlerine açılabiliyorlardı.
F: Sen hiç seni sevmeyen birini aradın mı?
E: Aramadım ama.. belki ararım. Yani bir gün.. olursa arasa-
F: Arayamazsın. Seni sevmeyen birini sarhoşken arayamazsın.. seni sevmeyen birin gece yarısından sonra arayamazsın.. seni sevmeyen birini öğleden sonra bile arayamazsın. Belki akşam üstü mesaj çekersin.
E: Feriha-
http://www.facebook.com/pages/-Ad%C4%B1n%C4%B1-Feriha-Koydum-Senaryolar%C4%B1-/218741678154954 ALINTI. |
