--->

   
  Adını Feriha Koydum Senaryoları
  Senaryolar
 
=> Daha kayıt olmadın mı?



Senaryolar - Sen Misin Bana Cirkin Diyen ?! 60-65.Bolumler

Burdasın:
Senaryolar => ~Senmisin Bana Çirkin Diyen~ => Sen Misin Bana Cirkin Diyen ?! 60-65.Bolumler

<-Geri

 1 

Devam->


lola34
(şimdiye kadar 313 posta)
03.02.2012 11:16 (UTC)[alıntı yap]
Sen Misin Bana Cirkin Diyen ?! 61.Bolum



Emir-



Hayatim boyunca, hic bir zaman iktisat dersinin bu kadar cabuk bitmesini istememistim. Hic bir zaman okula bayila, bayila gelmemistim, ama bu iki saat resmen bana sadece Feriha’yi ozletmisti. Onsuz oldugum her an onu ozluyordum resmen.. Uyumuyorsam, onunla olmak zorundaydim. Vucudum onu istiyordu sanki, onsuz olamiyordum, onsuz oldugum her an, vucudumdaki her hcure ayri bir sekilde agriyor, ozlemi yasatiyordu bana…



Nasil bir seydi bu?! Nasil bir sevgi?! Sevgi mi, Ask mi?! Ask neydi acaba?!



Cocuklugumda babama bin tane soru sordugumu hatirliyorum, bana verdigi her cevap, baska bir soruya yonlendirirdi beni. Buyudukce, kendi sorularimi kendim yanitlamaya calistim, bir sure sonra yorulup, soru sormamaya basladim. Duygularla aram yoktu benim. Sevgi ve Ask bana en uzak seylerdi. Evet, Koray ve Hande’yi cok, cok, cok seviyordum, ama onlar icin aci cekmemistim hic.



Feriha ile oyle degildi.. Hic bir zaman Koray’I gormedigim zaman vucudumun acidigini hissetmemistim, onu gordugumde heyecanlanmiyordum.. Onun gozunden akicak bir yas icin kendimi feda edebilirdim ben. Gozumu kirpmadan..



Simdi bana “ask”I sorsalar, hala aciklayamam heralde.. Feriha derim. O cunku benim icin anlami, “ask”in anlami, Feriha!



En sonunda hocamiz ;

Mehmet: Evet cocuklar, bugunluk bu kadar, haftaya ki iktisat dersimiste gorusuruz.

Ege: oh be, sonunda
Emir: sorma abi, ne bitmez dersti. Feriha’yla gecirdigim onca zamandan sonra iktisat hic cekilmiyor.
Ege: Feriha.. Siz ne zamandir cikiyorsunuz ya?
Emir: gecen yaz.
Ege: ve sen bu kadar asiksin?! Olum emir’sin lan sen! Emir Sarrafoglu! Butun ders boyunca salak salak gulumsuyordun resmen. Emir: Feriha’yi dusunuyordum cunku.
Ege: bu kadar asik etti yani kiz seni.
Emir: aynen oyle abicim.
Ege: valla helal olsun ne diyim..
Ece: Egeee! Hadi hayatim, gitmiyor muyuz?! Aaa, Emir, naber?
Emir: Iyidir Ececim, senden?
Ece: iyilik ne olsun?! Emir sevgilinle henuz konusamadim, yani hic denk gelmedi ama fotograflarinizi gordum, cok cok guzel biri! Cok mutlu olursunuz umarim!
Emir: tesekkurler canim.
Ege: neyse abi, ben kacar, gorusuruz.
Emir: gorusuruz abi
Ece: gorusuruz emir!
Emir: gorusuruz canim!

Feriha’nin dersinin bitmesine daha yarim saat vardi.. Kucuk bir surpriz icin yeterli vakitti. Okuldan cikip, once bir cicekciye gittim. Beyaz zambaklarin olusturdugu guzel bir buket alip, Kanyon’a gittim. Feriha’nin dunden beri istedigi macaronlari aldim. Feriha’nin dersi bitmeden okula gelmistim zaten. Dersten erken cikmadigini umarak sinifina dogru yurudum. Kapinin onunde beklemeye basladim. Her gecen kiz, kendi aralarinda “inanmiyorum, Emir Sarrafoglu mu o?! Elinde cicekle?!” “ne sansli kiz ya” “yerinde olmak icin neler vermezdim” diyordu.. Ben ise sadece gulumsuyordum.. Feriha’yi kimseye degismezdim ben.. Kimse yerini tutamazdi onun. Miranda Kerr onun sacinin telinin yerini tutamazdi benim gozumde.. Adriana Lima’nin gozleri, Feriha’nin kilerinin yaninda cok sonuk kaliyordu.. Feriha benim icin, en guzel, en sevimli, en iyi, en mukemmel, en seksi kadindi.. Hic bir zaman degismeyecekti biliyordum. Istedigi kadar kilo alirsa alsin, sacini istedigi renge boyatsin, o hep benim icin ayni kalicakti..En sonunda sinifin kapisi acildi, ve Feriha butun o guzelligiyle bana dogru yurumeye basladi. Elimdeki cicekleri ve kutuyu gorunce yuzune, hic bir seye degismeyecegim, guzelligiyle kalbimi isitan o gulumsemesini yuzune yerlestirdi. Gozlerinin ici guluyordu sanki, goz bebekleri gulumsuyordu. Bana yaklasitiginda, cicekleri uzatip;

Emir: bu cicekler cok cok guzel bir hanim efendiye getirileceklermis.
Feriha: bak sen? Kim almis bu cicekleri bakalim?
Emir: Ona deliler gibi, tum varligiyla asik olan biri
Feriha: Sevgilim…



Feriha-



Emir nasil biriydi ya?! Nasil bir askti bizimkisi?! Nasil birine sahiptim ben?! Hani yakisikli erkekler iyi sevgili olamazlardi.. gerci dogruydu, Emir iyi sevgili falan degildi.. Gercek miydi bu ya?! Hangi erkek bu kadar mukemmel olabiliyordu?! Ben nasil ona asik olmazdim?! Nasil her seyimi vermezdim simdi ben ona?!



Yavasca elindeki cicekleri alip, parmak uclarima kalkmaya calistim. Ayagimdaki 10 cm topuklular bile onu rahatca opmemi saglayamiyordu. Emir yavasca basini egip, nefesini yuzumde hissetmemi sagladi. Kollarini belime dolayip, opmeye doyamadigim dudaklarini dudaklarima bastirdi. Boyle kucuk bir opucukle kurtulamazdi bugun. Bu harika adam’I opmeye doyamiyordum ki ben. Yavasca dudaklarimi aralayip, dudaklarimizin birbiriyle sevismesine izin verdim. Emir’in gulumsedigini hissedebiliyordum. Yavasca kendimi geri cektigimde, cevremizde bir suru insanin bizi izledigini farkettim. Utanmaktan cok, gurur duygusu sarmisti icimi. Emir’le gurur duyuyordum. “O”nun benim sevgilim olmasindan gurur duyuyordum adeta..



Feriha: cok guzeller.
Emir: senin kadar degil.
Feriha: tesekkur ederim sevgilim.
Emir: unutmadan!



Emir elindeki kutuyu bana dogru uzatti, actigimda, bir suru, sira sira “beni ye” diye bana gulumseyen cilekli, cikolatali, ve muzlu macaron bana bakiyordu.. Hizlica bir tanesini alip, Emir’in dudaklarina dogru goturdum, o birazini isirdiktan sonra, kalanini da kendim aldim. Nasil biriydi Emir ya?! Nasil bir sekerlikti bu?! Evlenilecek adam bu olsa gerekti heralde..



Feriha: ama cok simartiyorsun bak beni.
Emir: simar. Hakediyorsun.
Feriha: nereden cikti simdi birden ub kadar ask patlamasi?!
Emir: farkina vardim ki, uyumadigim her dakika seni ozluyorum ben.. Yapamiyorum Feriha, sensiz olamiyorum!
Feriha: Seni seviyorum.
Emir: seni kendimden, sahip oldugum, olabilecegim her seyden, herkesten, simdiye kadar hayatima giren herkesten daha cok seviyorum.



O sirada karsidan Hande ve Koray geldiler. Hande gulumsuyordu, ayrica Koray’in elini tutuyordu..





Feriha: problemlerimizi hallettik galiba?
Hande: napiyim, cok tatli gulumsuyordu kiyamadim. Siz bizi birakinda, ilk gunden herkes sizi konusmaya baslamis bile. Emir’cigim artik neler yaptiysa.

Elimde ciceklerin daha sonra dan farkina varan Hande;





Hande: Emir! Sen cidden Romeo falansin!
Emir: abartmayalim. Sadece onu ne kadar sevdigimi bir kez daha soylemek istedim.
Feriha: Macaron isteyen?!
Hande: ih ben! Yakinda obez olacagim! Ya asil benim canim tursu istiyor!
Koray: nereden cikti simdi tursu?!
Hande: canim istedi! Yaa Koray! Hadi tursu alalim!
Koray: iyi tamam alalim. O zaman biz kacar, Hande Hanim’a tursu alalim. Gorusuruz Feriha, gorusuruz kardesim.
Hande: aksama bir sey yapiyor muyuz?!
Emir: Feriha?
Feriha: bilmem.. Sanmiyorum ya, daha mekan bakmaya gidecegiz.
Koray: ay bizimde o isleri yapmamiz lazim. Neyse daha temmuza var. Once sizin su dugun bir bitsinde.
Hande: neyse hadi gidelim yoksa ben tursu krizine girecegim.
Feriha: gorusuruz.
Koray: gorusuruz.



Handeler gittikten sonra, bizde Emir’le, birbiri icin olusturulmus olan ellerimizi tutup arabaya dogru yurumeye basladik. Gulumsemeden duramiyordum, okuldaki her kiz resmen imrenerek bakiyordu bana.. Ben olsam bende oyle bakardim ama.. Suclamiyordum, haklilardi.



Feriha: ya bir eve ugrasak once? Ayakkabilarim cok ayagimi agritti, duz bir seyler giymek istiyorum.
Emir: tamam canim, hem bende yerleri aramadim zaten, onlari ararim.

Eve geldigimizde kapidan girer girmez ayakkabilarimi attim ayagimdan. Annem gorse ne kizardi ya..



Emir: ayagini agritiyorsa niye giyiyorsun ki?
Feriha: senin boyuna anca yetisiyorum.
Emir: aman Feriha, dert ettigin seye bak. Ben seni boyle de operim.

Emir ellerini benim kollarimin altina koyup, beni kucagina alip, opmeye basladi. Bende bacaklairmi beline doladim. Resmen evin giriste, delice opusuyorduk…

Sen Misin Bana Cirkin Diyen ?! 62.Bolum



Feriha-



Emir ellerini benim kollarimin altina koyup, beni kucagina alip, opmeye basladi. Bende bacaklairmi beline doladim. Resmen evin giriste, delice opusuyorduk.. Emirin dudaklari, benim dudaklarimi, ve dudaklarimin kenarini islatiyordu, bazen dudaklarini hafiften cekip, dudakalrimin kenarina, ceneme degdiriyordu. Kendini cekip, dudaklarini kulagimin yanina getirdi.



■Emir: cok ozledim seni. ■Feriha: bende. Kendimi Emir’in kucagindan asagi birakip, elinin iki parmagini kavrayip, merdivenlerden yukari cikmaya basladik. Son iki basamaga gelmeden Emir beni duvara itip, tekrar opmeye baslamisti bile. Ellerini duvara yaslamis, sanki beni bir daha hic goremeyecekmis gibi opuyordu. Opusunde aci vardi sanki, dudaklari sicacik, dili islakti. Dudaklarim dudaklarina yapisikken, dillerimiz dans ediyordu sanki. O beni boyle operken, bir yandanda vucuduyla beni duvara daha da fazla itiyordu. Yuzundeki sakallara elimi surdugumde erkeksi tarafi daha fazla ortaya cikiyordu sanki. Kucuk Emir yavastan kalkmaya baslamisti bile. Basimi egip kolunun altindan kurtulup, elinden cekip odama dogru cektim onu. Kapiyi kapatmamla, onun beni yataga itmesi bir oldu. Ben kendimi yastiklarimin uzerine birakmisken, emirde yatakta dizlerinin uzerinde duruyordu. Bacaklarimi ona dolamistim, o ise bir elini benim belimin altina koymus, digeri ile benim bacagimi oksuyordu.. dudaklarini dudaklarimdan cekmis ceneme, boynuma degdiriyordu. Daha fazla durmak istemiyordum artik. Bir yandan onun beni opusune inlerken, bir yandan da sanki ilk defa birlikte oluyormusuz gibi titreyen ellerimle gomleginin dugmelerini acmaya calisiyordum. Buz gibi parmaklarimi, karnindaki kaslarin uzerinde gezdirdigim zaman, O yuzune en sevdigim gulumsemesini yerlestirdi.. “Vucuduma asiksin, biliyorsun” gulusu.. Hafiften kikirdayip, birden dondu. Simdi o altta, ben ustteydim. O bir yandan beni opuyordu, dilini dilime degdiriyor, opusuyle bile inlememi sagliyordu. Biraz once bacagimda olan elleri, simdi elbisemin altinda olan, jartiyerime takili olanince corabi aciyordu. Coraplarimdan kurtulduktan sonra elleri elbisemin arkasindaki fermuara gitmisti. En sonunda fermuari asagi indirip, elbisemi uzerimden cikarmama yardimci oldu. Emir’in bana eskiden hediye olarak aldigi lacivert ve siyah dantelli ic camasirlarim vardi uzerimde. Emir yavasca kikirdayip, gozlerini goguslerime dogru cevirdi. Daha sonra dudaklarini yapistirip, emmeye basladi. Emmeye baslamasiyla birlikte beni cevirdi. Yine o ustteydi.. Vucutlarimizin kontrolu ondaydi, seviyordu kontrolun onda olmasini. O benim gogsumu emerken, bende ellerimi onun kemerine goturdum. Pantolonunu cikardiktan sonra, penisinin artik sistigini ve kalktigini hissedebiliyordum boxerlarinin uzerinden… Gogsumdeki dudaklarini cekip, yavasca kasiklarima dogru indi. Bazen opuyor, bazen emiyordu.. Ben ise bunun bana verdigi hazla artik inlemeyi birakmis, neredeyse hafiften bagiriyordum. Emir elini dudaklarima bastirip, bagirmalarimi engellerken, ben ellerimi onun sirtina bastirmistim. Daha fazla dayanamiyordum, elimi, yatagimin yanindaki cekmeceye uzattim. Emir once bana bakip “uf feriha” dedikten sonra bunu yapmasi gerektigini kabullenip, prezervatif’I alip, takip tekrar uzerime cikmisti. Boynumu emerken, kendini benim icime ittigini hissettim. Tutku, ask, ve sevkin doruk noktasi buydu heralde. Emir her kipirdayisinda, her kendini biraz daha ileri geri yapip, kendini biraz daha itisinde, ben biraz daha inliyordum. Oda zevk aliyordu biliyordum. Nefes nefese kalmasina ragmen dudaklarini benimkine degdirmeye calisiyor, tekar opusmeye calisiyordu. Bir sureden sonra yorulduktan sonra Emir kendini benim icimden cekip, kendini benim yanima birakti. Ikimizde nefes nefeseydik.. Cok yormustu beni, biliyordu oda, ama degmisti. Daha once de cok zevk almistim Emir’le birlikte olmaktan, ama bu kadar uzun zamandan sonra tekrar ona sahip olmak, tekrar onun vucuduna dokunmak, tekrar onu icimde hissetmek, beni dunyanin en mutlu, en sansli kizi yapmaya yetiyordu. Kollarini benim etrafima dolayip, nefese nefese olan sesiyle kulagima yaklasti ve “seni seviyorum” diye fisildadi..



Uyandigimda, Emir yanimda yoktu. Ben yatakta, ciplak bir skeilde tek basimaydim. Hizlica yataktan kalkip banyoma gittim. Banyodaki saate gore saat daha sadece altiydi. Hizlica bir dus aldim. Aslinda hic istemiyordum dus almak. Emir’in nefesiydi sanki vucudum.. Onun opucukleriyle donatilmis vucudumun uzerine hic bir kimyasal madde surmek istemiyordum. Ama yapamazdim, terlemistim, sacim basim dagilmisti. Soguk, hizli bir dustan sonra hemen uzerimi giyindim. Saclarimi kurutmadan, asagidan cantami almaya indim. Inerken salonda oturan Emir ve Annem carpti gozume.



■Sanem: aa Feriha? Ne bu hal? Saclarin ne halde kizim?! ■Feriha: dus aldimda, telefonumu alicaktim sacimi kurutmadan once. Emir? ■Emir: evet canim? ■Feriha: ben sen gittin sandim? ■Emir: hayir, mekan bakmaya gidiyoruz ya? ■Feriha: konustun mu onlarla? ■Emir: evet, bizi bekliyorlar. ■Feriha: tamam o zaman, ben yarim saate hazirim. ■Emir: feriha lutfen cabuk ol hayatim. ■Feriha: tamam, neyse ben hazirlaniyorum. ■Emir: bekle bende geliyorum. Hi bu arada, aksama yemege bizdeymissin. Aysun Hanimcigimiz cok ozlemis seni. ■Sanem: aa sen bizde olursun diye bekliyordum ben Emir. ■Feriha: yarinda Emir bizde olur. Neyse hadi sevgilim. Emir’in elini sikica kavrayip, odama ciktik birlikte. Odaya girer girmez Emir bana dondu.



■Emir: cok guzel uyuyordun, kiyamadim. ■Feriha: neye ugradigimi sasirdim seni birden goremeyince. Dus almadan gelicektim ama ter icindeydim. ■Emir: bu sefer iyi is cikardin dostum. ■Feriha: biliyorum kardesim. Canim bana oradan masayi verirmisin? ■Emir: ay Feriha niye ugrasiyorsun simdi? ■Feriha: ya ben hemen hallederim! ■Emir: aman iyi. Ben sacimi yapmaya baslamisken, Emir benim bilgisayarimi almis, koltuguma oturmus, kucaginda bilgisayarimla bir seyler yapiyordu. Benim sacim bittikten sonra hizlica bir makyaj yaptim.



■Feriha: hazirim, cikabiliriz. ■Emir: once ordu evine gidiyoruz. Sonra adile sultan sarayi, sonra da ciragan sarayi. ■Feriha: ordu evi icin bir tanidik falan olmasi gerekmiyor muydu? ■Emir: amcam. ■Feriha: amca? ■Emir: hic bahsetmedim degil mi? gorusmuyoruz neredeyse hic. Babamla hic anlasamiyorlar neredeyse. Ozel gunlerde falan anca. Evlenicegimizi duyunca amcam direk ordu evinde yapalim falan dedi de. ■Feriha: peki. Neyse gider bakar karar veririz. Birlikte evden cikip, once ordu evine gittik. Geldigimizi gorduklerinden beri, Emir bey isterseniz bunu soyle yapabiliriz, surayi soyle degistirebiliriz, nasil isterseniz soyle yapariz falan demeyi hic birakmadilar neredeyse. Biraz gezindikten sonra tesekkur edip, adile sultan sarayina ve ciragan sarayina gittik. Her detayla ayri bir sekilde ilgileniyorduk ikimizde.. Bu dugun, benim icin ne kadar onemliyse, Emir icinde o kadar onemliydi sanki. Oyle ilgiliydi ki butun bu dugun isiyle. Iki yeride gezdikten sonra, yolda eve giderken;



■Feriha: ee? En cok nereyi begendin? ■Emir: kesinlike ciragan. Ordu evi ayni dugun salonu seklinde. Adile sultan Sarayida bir donem filminden firlamis gibi. Koseden Kosem Sultan cikicak sanki. ■Feriha: bence de ya.. Yani yere kadar olan perdeler, o kadar sasa, o kadar sey fazla olmus. Tiyatro dekoru gibi duruyor. ■Emir: o zaman ciragan? ■Feriha: evet. ■Emir: en azindan mekan isini hallettik. Sira geldi gidip gorusup, tarih almaya falan. ■Feriha: bak, sirayla her sey halloluyor. Ben sana demistim degil mi? her zamanki gibi yine ben hakliyim. ■Emir: megolomanlikta da son nokta! ■Feriha; hic te bile! Terbiyesiz, sevgilisiyle nasil konusuyor! ■Emir: asil sen nasil konusuyorsun! Cirkin sey! ■Feriha: sensin be cirkin! Sakalasarak elimle emirin kolunun uzerine vurdum. Emir ise nazikce kolumu kivirip, gozlerini yoldan cekmeden, egilip, basimi optu.



■Emir: ya nasil yapiyorsun bunu?! Cok ciddiyim! Nasil yapiyorsun bunu?! Nasil beni bu kadar mutlu ediyorsun! ■Feriha: cok sev beni, hep sev, hic birakma. ■Emir: emin ol sen istesende birakamam zaten. Eve geldigimizde, ikimizde direk yukari ciktik, salonda her zamanki gibi sadece annemler yoktu… Misafirlerimiz vardi anlasilan..

Sen Misin Bana Cirkin Diyen ?! 63.Bolum



Emir-



Yukarida her zamanki gibi sadece annemler yoktu, haki yesili olan koltukta babam ve annem oturmus, karsisindaki koltukta amcam ve “yengem” oturuyordu. Kahverengi deri, tekli koltukta ise on dort, on bes yaslarinda bir kiz.



■Aysun: hosgeldiniz hayatim. ■Feriha: hosbulduk. ■Emir: naber anne? Misafirimiz var galiba? Amca? ■Selcuk: Naber Emir? Yavasca Amcama dogru yurudum. Ne isi vardi bunlarin burada? Bu kadar zamandan sonra niye gorusuruyorduk ki biz?



■Selcuk: guzel hanim kim? ■Emir: pardon, tanistiramadim. Feriha, bu amcam, Selcuk, bu da esi, Asli. Bu guzel hanimda sevgilim, Feriha. ■Selcuk: memnun oldum. ■Asli: memnun oldum Ferihacim. ■Feriha: bende. ■Emir: peki bu kucuk hanim kim? ■Selcuk: Sude. Kizimiz. Kucukken gormustun en son, hatirlamaman normal. ■Emir: hadi ya! Sude?! Ne kadar buyumussun sen! ■Sude: ya, insan buyuyor iste ne yaparsin. ■Emir: ooo, cokta ukalayiz. ■Sude: bak Emir, aramizdaki yas farki 10 falan degil, sakin olalim, bes yas fark var aramizda, bebek gibi davranmassan bana? ■Unal: Amcanlarin burada olmasinin bir nedeni var Emir. ■Emir: umarim vardir baba. Evet, dinliyorum? ■Feriha: Sude! Birlikte internetten alisveris yapmak ister misin? Burberry’nin bu seneki ceketleri mukemmel! ■Sude: olur.. ■Feriha: peki o zaman? Canim biz senin odandayiz. ■Emir: tamam. Feriha-



Ne oldugunu yada neden oldugunu bilmiyordum ama Emir Amca’sinin burada olmasindan pek hosnut gozukmuyordu. Salonda onlari gordugumuzde tuttugu elimi siktigini hissetmistim. Sude’de beni ayri sinir etmisti ya. Ne saniyordu kendini?! Ama Emir’lerin konusmasi gerekiyordu. “Amca”sinin buraya ziyarete gelmedigi belliydi, dolayisiyla bizim orada olmamiz lazimdi. Birlikte Emir’in odasina ciktik.



■Sude: ee? Siz ne zamandir cikiyorsunuz? ■Feriha: bu yaz cikmaya basladik. ■Sude: sanslisin. Emir yakisikli biri. ■Feriha: biliyorum. ■Sude: bu onu sevdigim anlamina gelmez. ■Feriha: neden sevmiyorsun onu? ■Sude: bunu sana anlatmam gerekmez. ■Feriha: bak sude, benim seninle hic bir problemim yok. Babanin, Unal Abi’yle olan problemleride onlarin arasinda, benim senin hakkinda farkli dusunmemi saglamiyor. Dolayisiyla bana boyle davranmak gerekmez. ■Sude: tamam, ama bu seni sevicegim anlamina da gelmez. ■Feriha: sev demiyorum zaten. Ama biz bir sure icinde Emir ile evlenecegiz. Dolayisiyla akraba olacagiz, boyle gerilimler yasanmasina da gerek yok. ■Sude: peki tamam. ■Feriha: o zaman anlastik? ■Sude: bana cocuk gibi davranmayi keser misin lutfen?! ■Feriha: peki sude. ■Sude: ee, hani alisveris yapiyorduk? Emir’in bilgisayari nerede? ■Feriha: bilmiyorum, buluruz simdi. Genelde her zaman yataginin uzerinde birakirdi Emir bilgisayarini, ama simdi yoktu. Odanin girisinde olan, uzerinde teleziyonun bulundugu seyin icine bile baktim, ama bulamamistim.



■Sude: Sevgilinin esyalarinin nerede oldugunu bilmiyor musun? ■Feriha: hayir. Simdi sessiz olursan sakince arayabilecegim. Yeter artik ama. En son care olarak yataginin yanindaki komidinin icine bakiyordum. Laptop yerine, cekmecenin arkasindaki bir fotograf geldi. Yavasca cekip, baktigimda bunun Emir oldugunu farkettim. Yaninda acik kumral sacli bir kiz oldugunu farkettim. Emir kolunu kizin omzuna dolamisti, kiz ise kollarini onun beline. Fotografin arkasini cevirdigimde ne arih yaziyordu ne isim. Yavasca fotografi alip, ceketimin cebine koydum. O sirada Sudenin sesini duydum…



Emir-



Bunca zamandan sonra Amca dedigim o serefsizin ne isi vardi bizim evde? Ne konusabilirdik ki? Hangi yuzle geliyordu buraya, Anne’min yuzune o tokati atali beri, nasil hala onun suratina bakabiliyordu? Hangi serefsiz, pislik adam yapabilirdi bunu?!



■Emir: Evet, sizi dinliyorum. Kahve icmeye gelmediniz heralde. ■Selcuk: Emir sakin ol. ■Emir: bak, Feriha’nin yaninda gayet sakin durdum, igrenc aile iliskilerimizi bizim disimizda biri bilmesin diye, ama bana aciklamassan yine ne oldugunu, yemin ediyorum seni kendi ellerimle bu evden disari atarim. ■Unal: Emir! ■Emir: ne var baba?! ■Aysun: Sude. Selcuk’larin kizi losemi. Bizden onlara yardimci olmamizi istediler. Yavasca kendimi onunde dikildigim koltugun uzerine biraktim… Sude.. on dort yasinda bir kiz kanserdi..



■Selcuk: sizlerle en son gorustugumuzden beri maddi durumumuz iyice kotuledi.. ■Emir: ne oldu, bin tane adamin vardi, biri parani vermeyince gidip topuguna sikan?! ■Aysun: Emir! Burada on dort- ■Emir: tamam anne! Anladim! Bin kere soyleme adama! ■Unal: bagirma annene! ■Emir: ben sadece o serefsizin burada olmasina katlanamiyorum! ■Selcuk: Emir! ■Emir: ne var lan?! Ne Emir?! Bak, kizina sevgim sonsuz, ama sana bir gram saygim yok. Olmasinida bekleme benden! ■Aysun: Emir o gunler geride kaldi! ■Emir: ya anne sen nasil birisin ya?! Bu kadar mi kendine saygin yok! Sana vurmus adi bir herifi hala evine alabiliyorsun! Nasil bir sey lan bu?! Nasil igrenc, duzensiz bir aile! ■Aysun: emir sakin olup konusabilir miyiz?! ■Emir: bakin. Ben Sude’nin tedavisi icin ne gerekiyorsa yaparim, hatta gider kendim ilgilenirim, ki umarim buna izin verirsiniz. Ama seninle arkadas olmami, seni affetmemi bekleme Selcuk. Annem, benim hayatimdaki en degerli kadinlardan biri, eger biri onu uzerse, bende onu uzerim. Eskiden kucuktum bir sey yapamadim, ama artik cocuk yok karsinizda. Dedigim gibi, Sude icin elimden gelen her seyi yaparim, eminim Feriha’da oyle. Ama Selcukla amca yegen gibi davranmami beklemeyin benden. ■Unal: Emi- ■Emir: ben soyliyecegimi soyledim. Ben cikiyorum. Hizlica odama ciktim. Daha fazla bu serefsizle ayni ortamda kalamiyordum. Yumruklarimi sikmaya baslamistim bile. Hizlica odamin kapisini acinca Feriha ve Sude’yi yatagimda otururken buldum.



■Emir: Feriha cikiyoruz. ■Feriha: nereye? ■Emir: Feriha! Cikiyoruz dedim! ■Feriha: peki tamam dur cantami aliyim! Feriha-



Cantami alir almaz, Emir elimi kavrayip hizlica asagi dogru cekti beni. Normalde elimi tutan Emir, su anda bilegimi kavramisti. Merdivenlerden asagi o kadar hizli iniyorduk ki, bir an dusucegiz sandim. Ne oldugunu anlamamistim bile, sanki Emir burnundan soluyordu. En sonunda arabanin basina geldik ve Emir bilegimi birakti. Kendisi sofor kismina gecip hizlica kapiyi carptiktan sonra camdan bana bakti. Bende ne yaptigina anlam veremeden yavas bir sekilde yanina oturdum.



■Feriha: Emi- ■Emir: Feriha sus. ■Feriha: Can- ■Emir: Feriha sus dedim! Emir gercekten sinirliydi. En son bu kadar sinirli gordugumde bebegimizi aldiracagimizi soyledigim zamandi heralde.. Neden bu kadar hircindi anlamiyordum ki? Amcasiyla sorunlarir vardi biliyordum, ama sanki su anda yanimda oturup bu arabayi kullanan Emir degil, bir baskasiydi. Deli gibi gidiyordu, bir sag seritteyken en sol serite kayiyorduk. Zig zag ciziyordu diger arabalarin etrafinda daha hizli gitmek icin. En son baktigimsa 140 la gidiyorduk..

Sen Misin Bana Cirkin Diyen ?! 64.Bolum



Feriha-



O kadar delice kullaniyordu ki arabayi, kendini kaybetmisti sanki. Bu gidisle kaza yapicaktik.



■Feriha: emir sakin ol! ■Emir: kes sesini Feriha! ■Feriha: emir dur! ■Feriha: emir kaza yapacagiz! ■Feriha: emir yanimizda kamyon var! O kadar yaklasmistikki yanimizdaki kamyon’a, neredeyse benim kapimin orasi surtucekti, aynamiz kopucak sekildeydi. Adam da deli gibi kornaya basmisti. Emir birden frene basip, direksiyonu yavasca kirmisti, daha sonra da hemen emniyet seridine gecip, durdu. Kemerini cozup, gomleginin ilk iki dugmesini acip elini boynuna koyup, sikti.



■Feriha: sevgilim… Ne oldu anlat bana? ■Emir: ya bu gerizekali serefisizin benim evimde olmasina dayanamiyorum! Annemin onunla konusmasina, onu adam yerine koymasina! Babamin onu neredeyse affetmesine dayanamiyorum! Sadece oda degil. Ya nasil bir dunya lan bu?! Bunca pislik herif varken olmesi gereken, gidiyor on dort yasinda bir kiz kanser oluyor! On dort yasinda bu feriha! On dort! Daha onunde o kadar uzun zaman varki! Ya bu kiz daha universiteye bile gitmedi, belki daha hic icmedi bile! Delice eglenmedi! Hic bu kadar asik olmadi! Hayatin bu kadar acimasiz olmasindan enfret ediyorum! ■Feriha: sude.. sude kanser mi?! ■Emir: losemi.. Selcuk o yuzden bize gelmis, durumlari iyi degilmis- ■Feriha: ben bizzat kendim ilgilenmek istiyorum emir! ■Emir: biliyorum, bende! Ama selcuk serefisizi- ■Feriha: araniz niye bu kadar kotu? ■Emir: iste ben kucukken, annem’le babam kavga etmislerdi, ama baya baya kavga ettiler, annem evi terk etti falan. Sonra annem’in adi bir adamla anilmaya basladi, aralarinda hic bir sey olmadi, ama bilirsin iste magazini. Sonra iste amcam denen o gerizekali annem babami aldatti falan sandi, gozumun onunde anneme tokat atti. Kucugum bende tabii, bir sey yapamadim. Simdi onu her gorusumde aklima o an geliyor, boyle suratini duvara surtesim, agzini burnunu oyle kirasim geliyor ki. Kendimi zor tutuyorum. ■Feriha: yok artik ya.. ■Emir: ne yapacagim ben simdi?! Gidip o serefsizi parcalasam mi, yoksa gidip yaninda olmayi mi denesem?! Hay bir de bu adam oyle herhangi bir adam degil, mafyaydi resmen! Zamaninda o yuzden babam konusmayi birakmisti, yani bu adam, bunun adamlari yuzunden kim bilir kimlerin nasil cani yandi. Yani simdi o serefsiz pislikte aci ceksin istiyorum, ama insanin sevdiginin hasta olmasi nasil bir sey bir ben bilirim. Seni o hal- ■Feriha: tamam askim, dusunme tekrar bunlari. Bak Selcukla muhattap olmak zorunda degilsin, Sude’yle ilgilenecegiz biz sadece, ve ben sadece maddi olarak degil, manevi olarakta yaninda olmak istiyorum. Kolay bir sey degildir. ■Emir: iyide surekli o herifi gormek zorunda kalacagim. Uf nasil bir sey bu ya?! Yani niye o kiz? Hani hic bir sucu yok! ■Feriha: oyle tabii askim, ama bu oyle bir sey ki, hic bir seye bakmiyor. ■Emir: yani ben sadece boyle bir kizin bunu yasamasini istemiyorum. ■Feriha: yasamayacak zaten, biz yaninda olucagiz. Sende selcukla gorusmeyeceksin, birak o isleri muhasabeciniz, avukatiniz halletsin. Sana mi kaldi yani. Bende hep buradayim, ve izin verirsen Sude’ninde hep yaninda olmak istiyorum. ■Emir: gel buraya. Emir beni kendine cekip, basimi gogsune yasladi ve yavasca eliyle basimi oksadi. Daha sonra dudaklarini basima bastirip, saclarimi kokladi.



■Emir: Marc Jacobs Daisy. Kadinlar.. Hepiniz ayni parfumleri seviyorsunuz. ■Feriha: baska kimde kokladin ki?! Ayrica sen niye herkesin parufmunu koklayacak kadar yakinina gidiyorsun?! Hayir yani niye?! Ben- ■Emir: sakin ol. Koray’da Hande’ye bu yaz ayni parfumu aldi. ■Feriha: hii. ■Emir: kiskanc. ■Feriha: hic te degil! ■Emir: kiskandin kabul et. ■Feriha: uf napiyim, sanki beni birakicakmissin, sensiz kalicakmisim gibi geliyor. ■Emir: sence ben seni birakabilir miyim? Sen istesen bile birakmam ki ben seni, birakamam. Sen artik benim hayatimsin Feriha. Ben sana “HERSEYIM” derken gercekten herseyim oldugunu kastediyorum. Sen. Sen o kadar ozelsin ki, o kadar farklisin ki benim icin. Senden once hayatimda sadece iki kadina deger verdim. Biri annem, digeri Hande.. hic kimseyi de boyle sevmedim ben. Koray’I nasil seviyorsam Hande’yide oyle sevdim, Hande’nin yanindayken hic heyecanlanmadim mesela. Bunca zaman gecti, ben hala senin yanindayken kendimi farkli bir sekilde mutlu hissediyorum. Hala senden bir mesaj gelince lisedeki insanlar gibi gulumsuyorum. Hep seni dusunuyorum. Sonsuza kadar benim ol istiyorum. Ben sana dokunmaya bile kiyamiyorum, ama bazen insani oyle bastan cikariyorsun ki, hormonlarim resmen ele geciriyor beni. Hosuma da gidiyor, ama yani sanki sana bir sey olucakmis gibi hissediyorum. Hele ki su merdiven olayindan sonra seni kaybetmekten o kadar korkuyorum ki.. bak eger sana bir sey olursa ben yasayamam, tamam mi?! ■Feriha: deme oyle. Tabii ki yasarsin. Yasamak zorundasin! ■Emir: yapamam Feriha anlamiyorsun! Sadece hep yanimda ol, lutfen. ■Feriha: sende. ■Emir: sevgilim… Emir tekrar dudaklarini basima degdirdi ve elini omzuma koyup yavasca oksadi. Biraz boyle kaldiktan sonra kendimi kaldirip, Emir’e dogru dondum.



■Feriha: saat gec oldu canim ya, eve biraksan beni artik. ■Emir: tabii. Yarin- ■Feriha: benim oglen dersim var bir tek. ■Emir: ay benimki sabahin korunde, 9da. ■Feriha: ben kendm gelirim canim, senin dokuzdan sonra bir daha dersin yok mu? ■Emir: sanmiyorum, bende bir spora, oradan da sirkete ugrarim. Babamla konusmam lazim. Biz plan yaparken neredeyse gelmistik..



■Feriha: peki, ama sikma canini. Her sey cok guzel olucak, soz, ben hep yanindayim. ■Emir: tesekkur ederim sevgilim. ■Feriha: iyi geceler. ■Emir: iyi geceler guzellik. ■Feriha: cok seviyorum seni. ■Emir: bende askim. Emir’in yanagina kucuk bir opucuk kondurduktan sonra arabadan inip, eve dogru yurumeye basladim. Saat gec olmustu, evde calisanlari uyandirmak istemedigimden, kendi anahtarimla kapiyi acip yukari dogru yurudum. Annemler yatmisti heralde, salonda kimse yoktu. Bende odalarina hic ugramadan direk kendi odama ciktim. Once ayakkabilarimi cikarttim ve kenara attim. Sonra da uzerimdeki ceketi. Dus alicaktim aslinda, ama fazla yorgundum. Kiyafetlerimi cikarip, geceligimi giydikten sonra makyajimi silip kendimi yastiklarim uzerine biraktim.



Emir-



Feriha’dan sonra yeterince sakin olmadigimi farkettim. Onun yanindayken kokusu bile beni sakinlestirmeye yetiyordu, ama o yokken sanki her sey daha ust uste geliyordu. Sanki benim dunyam, o yokken geceligin aysiz bir gokyuzu gibiydi. Karanlik-ama yildizlar vardi. Beni mutlu eden gulumseten, yasamami saglayan nedenler. Daha sonra “O” bu gokyuzunu tam bir meteor gibi kesti. Birden her sey alevlenmisti sanki, her sey aydinlikti. Onun beni biraktigini dusundugum zaman-hastanedeki o igrenc gece- her sey eski haline donmustu. Yine karanlik bir gokyuzune. Ama bir sey vardi.. Benim gozlerim, bu meteor yuzunden kor olmustu. Artik o yildizlardi da goremez olmustum. Ve o yokken, yasamak icin hic bir nedenim yoktu.



Sahilde bir yere gidip, arabayi cektim.



Niye bunlar oluyordu, hayat niye bu kadar acimasizdi anlamiyordum. Yani o akdar kucuk bir kiz, bunu hak edicek ne yapmis olabilirdi?! Selcuktan nefret ediyordum. Ne nefreti ya, adami bogmak istiyordum resmen. Cenesini kirmak, gozlerinden kan gelinceye kadar dovmek. Ama kizinin bir sucu yoktu.. Ve ben, onun yaninda olucaktim. Eger bu Selcuk gerizekalisina katlanmam gerektigini gosteriyorsa oyle yapicaktim, ama Sude’nin yaninda olucaktim, her zaman.



Yeterince sakinlestigimi anladigimda eve gittim. Calisanlarin hepsi uyumustu heralde, bende kendi anahtarlarimla girdim. Evdeki butun isiklar sonuktu, annemler uyumustu heralde. Odama cikip uzerimdekileri cikarip kendimi yatagima biraktim. Bugun butun kaslarim ayri bir sekilden kasilmisti, vucudum kendini kavgaya hazirlayarak o kadar adrenalin salgilamisti, butun damarlarim gerilip, acilmis, gerilip acilmisti resmen. Basim catlayacak sekildeydi. Yarin sabahin korun de de dersim vardi, o yuzden uyumayi denedim…’

Sen Misin Bana Cirkin Diyen ?! 65.Bolum



Feriha-



Sabah uyandigimda saat dokuza geliyordu. Neden sabahin koru ayaga dikilmistim anlamiyordum ya. Nasil olsa dersim yoktu. Basimi tekrar yastiga koyup uyumayi denedim. Bir saga bir sola dondukten sonra uyuyamayacagimi anlayip hizlica yataktan kalktim. Telefonumu aldim ve Emir’I aradim. Daha derse girmemistir diye dusunmustum, girmemiste zaten.



■Emir: efendim? ■Feriha: aa, ben mi uyandirdim seni? Ne bu uykulu ses? ■Emir: saat kac? ■Feriha: dokuza geliyor. ■Emir: ay dersim vardi benim ya. Uf neyse. ■Feriha: benim sapsal sevgilim uyuya mi kalmis bakiyim? ■Emir: sorma canim ya, artik dun gece yasananlardan midir, o kadar sinirlenmemden midir bilmiyorum ama her yerim tutulmus gibi. ■Feriha: o zaman guzel bir dus, sonra agri kesici, sonra bizim evde bi kahvalti? Sonra da birlikte spora gideriz. ■Emir: harika. Ama spordan sonra sirkete ugramam lazim, babamla su isi konusacagim. ■Feriha: peki, bende gelirim seninle. ■Emir: tamam o zaman. ■Feriha: aa bu arada, davetliler listesini falan hazirlayip davetiyeleri secmemiz lazim. Ya uf nikah sekeri bile var bu isin. ■Emir: sakin ol, hallederiz. Bugun spor ve sirketten sonra bosuz zaten. ■Feriha: bende oglen olan dersimi ekerim, onemli degil. ■Emir: emin misin? ■Feriha: evet, birinden alirim notlari. ■Emir: iyi peki sen bilirsin, o zaman ben hazirlanip, geliyorum, yarim saat, kirk bes dakikaya orada olurum heralde. ■Feriha: tamam canim, seni seviyorum. ■Emir: bende. Emir ile telefonu kapadiktan sonra kalkip dus aldim. Gerci nasil olsa spora gidicektik, ama sabah uyandigimda dus almadan rahat edemiyordum, dun gecede almamistim zaten. Portakal kokusu beni oyle gevsetiyordu ki, nasil yapiyordu bunlar bunu ya, bir dus jeli nasil insani bu kadar rahatlatiyordu? Dustan ciktiktan sonra saclarimi kurutup duzlestirdim. Uzerimi de giyindikten sonra hazirdim, nasil olsa sadece spora gidicektik. Asagi indigimde,evde calisanlardan biri ortaligi toparliyordu. Bu kiz ne zaman baslamisti ise ya?



■Lale: gunaydin Feriha Hanim, ben bugun basladim da ise. ■Feriha: anladim, gunaydin. ■Lale: kahvaltinizi nereye hazirlamami istersiniz? ■Feriha: kahvaltiya bir misafirim var aslinda. disari da hava nasil? ■Lale: kahvalti edilebilecek sekilde, ilik. ■Feriha: peki o zaman, disariya hazirlayin lutfen. Guzel bir kahvalti masasi hazirlayin lutfen, mumkunse pancake yapabilir misiniz? ■Lale: tabii, baska bir isteginiz? ■Feriha: yok hayir, tesekkur ederim. Lale asagi indikten sonra bende koltuga gectim, tam telefonumu elime alicaktim ki, kapinin acilisinin sesini duydum. Emir gelmisti heralde. Merdivenlerden kosarak asagi inip, kapida duran Emir’in kucagina atladim. Bacaklarimi belime doladim, oda beni kalcalarimdan kavradi ve hizlica dondurdu.



■Feriha: gunaydin! ■Emir: gunaydin melegim. ■Feriha: uu, cokta guzel tras losyonu kokarmisiz. ■Emir: beni biraz daha fazla op diye fazla surdum bugun. Sapsi ya. Hizlica yanagina dudaklarimi bastirdim daha sonra kucagindan inip, elini sikica kavrayip merdivenlerden yukari dogru cekmeye basladim.



■Feriha: kahvaltiyi hazirlamalarini soyledim, birazdan hazir olur heralde. Bugun yapicak bir suru isimiz var sapsi beyin, once spora gitmemiz lazim, sizin adonisler yakinda yok olucaklar, bende iyice gobek yaptim, bacaklarim kalinlasti yine, sonra sen bir sirkete gider babanla konusursun, bende gelirim seninle, sonra davetliler listesini hazirlayip, davetiyeleri secmemiz lazim ki, insanlar gelip geleyecegini haber versin ona gore oturma duzeni olsun. ■Emir: Feriha tamam, sabah sabah gozumu korkutma, sirayla yapariz her seyi. ■Lale: efendim kahvalti hazir. ■Feriha: peki tamam tesekkur ederiz. ■Feriha: hadi bakalim kahvaltiya kucuk bey. Tekrar Emir’in elini kavrayip, bahceye dogru yuruduk. Lale ne kadar guzel kahvalti hazirlamisti ya, sofra mukemmel gozukuyordu. Hic bir sey eksik degildi, hava da cok guzeldi, mukemmel bir sabahti. Emir once benim sandalyemi benim icin cekip, daha sonra masanin diger ucuna gecti.



■Lale: kahve mi alirdiniz cay mi efendim? ■Emir: kahve lutfen. ■Lale: buyrun. ■Emir: tesekkur ederim. ■Lale: siz Feriha hanim? ■Feriha: kahve, sutsuz sekersiz. ■Emir: iy Feriha ya, nasil iciyorsun sunu soyle? ■Feriha: asil sen nasil iciyorsun oyle bal gibi? Hem bak guzel kahvalti et, bugun bol bol kas istiyorum ona gore. ■Emir: sizin icin yapacagim hanim efendi. ■Feriha: aferin soyle, adam ol. ■Emir: e bana yedirisen boyle pancakeleri, borekleri, krepleri sonra Emir’in oyle karin kaslari falan kalmaz hayatim, yag olur her tarafim. ■Feriha: cok konusma Emir, ye. Ye de buyu. ■Emir: yeterince buyuk degil miyim? Yanimda kucucuk kaliyorsun biraz sen ye asil. ■Feriha: emir obez oldum. ■Emir: ya ya ne demezsin, kapidan gecemeyeceksin yakinda. ■Feriha: bozma bak sinirimi benim. ■Emir: tamam tamam bozmuyorum, cikalim mi artik? ■Feriha: tamam, cantami alip geliyorum. Arabani iceri almislar miydi? ■Emir: ben biraktim girise ama galiba aldilar. ■Feriha: tamam soyle Lale’ye, o Furkan’a soyler. ■Emir: uf evinizdeki calisanlari nereden biliyim ben Feriha. ■Feriha: tamam ben hallederim ya. Iceri giderken Lale’ye Furkan’a haber vermesini soyliyip, yukari cikip cantami aldim.



Spora girdigimizde giristeki kiz bize havlularimizi uzatti. Bende soyunma odasina gittim. Uzerimdeki esofmani cikarip sortumu giydikten sonra, saclarimi topladim ve spor ayakkabilarimi giydim. Disari ciktigimda, tam kosu bantlarinin oraya gidiyordum ki, Emir’I gordum. Omuz calisiyordu. Sanki o an bri daha asik oldum ona. O kadar buyuk, genis omuzlari var diki. Yunan tanrisi gibi vucudu vardi resmen, dayanamayip arkasindan gidip yavsaca boynunu opmeye calistim. Birden agirliklari birakip bana dogru dondu.



■Emir: ama sen boyle yaparsan olmaz. ■Feriha: cok seksi duruyordun dayanamadim ■Emir: aksama seninim kucuk hanim. ■Feriha: harika, o zaman ben aksam icin gidiyim biraz kalori yakiyim, aksama bacaklari boyle odun gibi bir kiz istemezsin heralde. ■Emir: olurum ben senin o bacaklarina. Tam arkami donmus gidiyordum ki emir popoma bir saplak indirdi, bende arkami donup tekrar dudagini bastirdim dudaklarimi. Hizlica kendimi cekip kosu bantlarinin oraya dogru yurudum. Emir’I kas calisirken gormeye dayanamiyordum, fazla cekici duruyordu.



Bir saat sonra falan yavas yavas yavaslamaya basladim. En sonunda tamamen durup, tekrar Emir’e bakmaya gittim. Ayakta bir kizla konusuyordu. Niye? Niye tanimadigim kizlarla konusuyordu?! Ayrica kizdaki fizikte mukemmeldi yani, bacaklarinda hic selulit falan yoktu. Emir evlenir evlenmez parmagina alyansini takicakti. Hayir yani herkes bizim birlikte oldugumuzu biliyordu, neyin ayagini yapiyordu bu kiz?!



Hizlica Emirin yaninda dogru yuruyup, birden elini kavradim, beni gordugunde degisik bir sekilde yuzume bakti.



■Derin: Feriha? ■Feriha: pardon tanisiyor muyuz? ■Derin: adini duymustum. ■Feriha: aa, ben seninkini duymamistim. ■Derin: sen Emir’in se- ■Feriha: sadece sevgilisi degil, nisanlisiyim, yakinda evleniyoruz, Emir’cim bak davetiye listesine bu kucuk kasar arkadasininda adini yazalim. ■Derin: ne diyorsun sen ya? ■Feriha: Evet, fizigin guzel olabilir, ama bu sevgilisi olan birine sarkabilecegin anlamina gelmez. Simdi al o Turk Hava Yollari sarisi saclarini, kenar mahalle kuaforunde boyatilmis olan, siyah kaslarini da ve git. Mumkunse de bir daha gelme. ■Derin: hastasin sen. Yazik sana Emir. Cakma sarisin kasarimiz uzaklastiktan sonra Emir bana dondu ve ;
http://www.facebook.com/pages/Adini-Feriha-Koydum-Senaryolari/138839159530641?sk=wall ALINTI.

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 358
Bütün postalar: 445
Bütün kullanıcılar: 151
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
  Bugün 5 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol